Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Eser BABA
Eser BABA
@Eserle
Psikolojik danışman
Instagram: eserle1
Psikolojik danışman
39 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
·
Puan vermedi
Kitap, Günay Afrika’lı yazar Zakes Mda tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; iki farklı dönemde geçen, ancak geçmiş zamanda yaşananların, günümüzü etkilediği iki hikaye okuyoruz.
Kitapta; Afrika’nın sömürgeleştirme sürecine, bu süreçte İngiliz hükümetinin kullandığı stratejilere, Afrika halkının bu stratejiler sonucu nasıl parçalanıp kolay hedef haline geldiklerine şahit oluyoruz. Bir tarafta İngiliz Hükümeti, diğer tarafta Afrika kabile şefleri arasında sıkışmış Güney Afrika halkını, çaresizliğin ve körü körüne inancın bu insanlara neler yaptırabileceğini görüyoruz.
Bunların yanı sıra; Afrika kültürünü, inançlarını, geleneklerini bakış açılarını öğreniyoruz. Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Yazarın derdini anlatma biçimine hayran kaldım. Kitapta anlatılan her şeyi oradaymışım gibi hissettim. Ben çok severek okudum. Tüm kitapseverlere öneririm.
Kitap, psikolog Noam Shpancer tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta, kaygı bozukluğu ile çalışan bir psikoloğun, üniversitede verdiği derslerde; iyi bir psikolog nasıl olunur ile ilgili anlattığı etik ilkeleri okuyoruz. Terapi seansları sırasında olanlara ve psikoloğun danışanları ile olan terapötik ilişkisine şahit oluyoruz.
Terapi sırasında danışanlara rehberlik eden ancak; dışarıda kendisi de insan olan bir psikoloğun sorunlarını, içsel çelişkilerini ve bunlarla yüzleşme şeklini görüyoruz. Arada Freud, Milton Ericson, Reich’den yapılmış alıntıları da okuyoruz.
Kitabın dili oldukça akıcı, bir solukta okunabilir. Kitabı alanda yeni çalışmaya başlayan meslektaşlarıma ve psikolojiye, terapi sürecine ilgi duyan herkese öneririm.
Kitap yazar Sema Kaygusuz tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta, tatillerini geçirmek üzere bir motele gelen insanların hikayesini okuyoruz.
Yazar, günlük yaşantımızda her gün karşılaştığımız sorunları bir olay örgüsü içerisinde gözümüze sokmadan ama kafamızda soru işaretleri bırakarak anlatıyor.
Kitapta ki her karakter o kadar tanıdık o kadar bildik ki, her bir karakter üzerinden sınıfsal ayırım, cinsiyet eşitsizliği, inanç, cinsel yönelim, ilişkilerdeki yozlaşmalar, var olma çabası içerisinde olan ancak, ebeveynleri tarafından görünmeyen ergenler anlatılıyor.
Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Yazarın derdini anlatma biçimine hayran kaldım. Kitabın dili oldukça akıcıydı. Ben severek okudum. Bütün kitapseverlere öneririm.
Okur Takip Önerileri
Kitap, İngiliz yazar Charlotte Bronte tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta, XIX. yüzyıl Victoria döneminin tutuculuğuna, kadınların toplumda söz sahibi olmamasına karşı direnen güçlü kadın Jane Eyre’ı okuyoruz.
Çocuk yaşta öksüz kalmasından dolayı; önce yengesinin evinde, sonra yatılı okulda zorlu bir yaşantı geçirmesine rağmen, tüm zorlukların üstesinden gelen, kararlı, azimli, güçlü bir kadın figürü görüyoruz ve bu güçlü kadının aşkına şahitlik ediyoruz.
Kitabı; birincisi yıllar önce olmak üzere, ikinci kez okudum. Her yaşta hissettirdikleri ve öğrettikleri farklıydı. İki okumada da kitabı çok sevdim. Başta kadınlar olmak üzere tüm kitapseverlere öneririm.
Kitap, 2007 Man Booker Uluslararası ödüllü Nijeryalı yazar Chıuna Achebe tarafından yazılmıştır. Afrika üçlemesi serisinin ikinci kitabıdır. Serinin ilk kitabı parçalanmanın yorumunu daha önce paylaşmıştım.
Kitapta, eğitim görmek amacıyla, İngiltere’ye gönderilen, orada eğitimini tamamlayarak ülkesine dönen Obi karakteri üzerinden, İngiltere tarafından sömürgeleştirilme sürecinden sonra asimile olan Nijerya anlatılıyor.
Bir taraftan asimile olup Hristiyanlığı benimseyen, diğer taraftan Afrika kültürü ve eski inançları arasında sıkışıp kalan Nijerya halkını okuyoruz. Toplumsal anlamda iki arada bir derede kalıp, hiçbir yere ait olamama duygusunu yoğun olarak hissediyor, devlet kurumlarındaki yozlaşma ve kirliliği görüyoruz.
Kitabı severek okudum. Dili sade ve akıcıydı. Afrika Edebiyatı okumaktan hoşlanan tüm kitapseverlere öneririm.
Kitap, Brezilyalı yazar Jorge Amado tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; Amado, zıtlıklar ve mutlu olmak için zıtlıkların dengeli bir şekilde bir arada olması gerekliliğini anlatmış. Bunu yaparken de birbirine zıt karakterde olan Dona Flor'un iki kocasını kullanmış. Gene, Dona Flor karakteri üzerinden dul kadına bakış açısı, dul kadından beklenen toplumsal roller çok güzel anlatılmıştı.
Amado diğer eserlerinde olduğu gibi, bu kitabında da Bahıa"da yaşam, gelenekler, festivaller, melezliğe övgü, dönemin politik atmosferi gibi kavramlar üzerinde fazlasıyla durmuş.
Ben kitabı severek okudum. Latin edebiyatı okumaktan hoşlanan tüm kitapseverlere öneririm.
Kitap, Rus yazar Nabakov tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; çocuklukta yaşadığı travmalar ve çocuk yaşta aşık olduğu kızın büyüyemeden hayata veda etmesiyle, onunla ilgili yaşayamadığı her şeyi takıntı haline getirerek her gördüğü 11, 12 yaşındaki kız çocuklarında ölen sevgilisini arayan pedofili hastası Mr. Hmbert’i görüyoruz.
Mr. Humbert’in çocuk yaştaki kızlara duyduğu cinsel ilgiyi ve çocuk yaştaki üvey kızı ile yaşadığı cinselliği okuyoruz. Aynı zamanda; ilgisiz, ihmale uğramış çocukları, olgunlaşmamış ebeveynleri, toplumsal bakış açılarını da görüyoruz.
Kitap, başından sonuna rahatsız edici öğelerle dolu. Kitabı mesleki açıdan bakarak okumak, bendeki rahatsızlığın derecesini azaltmış olsa da, benim için zor bir okumaydı. Ancak kitaptan çıkarılacak çok ders vardı. Bu anlamda; aslında ebeveynlerin ve çocuk istismarını önlemek isteyen herkesin okuması gereken bir kitap.
Kitap Nijeryalı yazar Chimamanda Ngozi Adichie tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; Nijerya’nın İngiltere tarafından sömürgeleştirilme sürecinden sonra asimile olup, kendi kültüründen nefret eden, mükemmeliyetçi bir babanın çocuklarına, kusursuz olmaları adına uyguladığı psikolojik ve fiziksel şiddeti okuyoruz.
Çocuklara uygulanan psikolojik ve fiziksel şiddetle birlikte, mükemmeliyetçi beklentilerin onların yaratıcılığına , özgüvenlerine nasıl zarar verdiğini görüyoruz. Başaramam, yeterli değilim duygularının ebeveynler tarafından nasıl oluşturulduğunu görüp, otoriteden korkan çocukların çaresizliğine tanık oluyoruz. Ayrıca Nijerya’daki askeri diktatörlüğün halk üzerindeki etkilerini yozlaşma ve yolsuzlukla birlikte var olmaya çalışan, direnen insanların öykülerini de okuyoruz.
Kitabın dili çok akıcıydı. Kitabı elimden bırakamadan okudum. Tüm kitapseverlere öneriyorum.
Şule Gürbüz ün ilk kitabı ve bu kitabı 18 yaşındayken yazmış. Kitabı, ilgi çekici kılan kısımlardan biri de bu. 18 yaşında biri için derdini anlatma biçimi farklı ve güzel.
Kitapta, kambur metaforu üzerinden hayatı, alışkanlıklarımızın anlamsızlığını, boş yere yüklendiğimiz sorumlulukları okuyoruz ve biz de kendimizle yüzleşiyoruz.
Kitabın dili çok akıcıydı. Bir iki saatte okuyabileceğiniz, ince ama içi dolu bir kitap, keyifli okumalar.
Kitap varoluşçu psikoterapist Irvin Yalom tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; ölüm, hayatın anlamı, anda kalmak, mutlu olmak gibi kavramlar grup terapisi üzerinden anlatılıyor. Bir taraftan, kitabın kahramanı Julies’in yönettiği grup terapisi seanslarını, diğer taraftan da Schopenhauer felsefesini okuyoruz. Grup terapisine katılan grup üyelerinin seans sırasında paylaştıkları, hepsinin kendi açısından hayatı sorgulamalarını görüyoruz ve bizde kendi yaşamımızı ve hayattaki amacımızı sorguluyoruz.
Ben kitabı çok severek okudum. Psikoloji okumalarından hoşlanan tüm kitapseverlere öneririm.
1983 Pulitzer ödüllü kitap Amerikalı yazar Alice Walker tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; Yaşadığı ağır travmalar ve eziyetten dolayı hayatta kalmanın sırrını boyun eğmekte ve hiçbir şeye itiraz etmemekte bulan Celie’nin sonrasında hem destekle hem de içinden aldığı güçle uyanışının ve hayata tutunmasının öyküsünü okuyoruz.
Kitap erkek egemen dünyada ezilen, aşağılanan, varmış da yokmuş gibi davranılan kadınların öyküsü.
Ben, kitabı elimden bırakamadan okudum. Kitabın dili çok akıcı ve kolay okunuyor. Ancak; içerdiği konular nedeniyle rahatsızlık uyandırabilir. Bence özellikle tüm kadınların okuması gereken bir kitap. Tüm kitapseverlere öneririm.
Kitap İspanyol yazar Miguel De Unamuno tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; başkahraman Agusto’nun aşkı keşfetmesiyle birlikte, kendi hayatını, varoluşunu sorgulamasını okuyoruz.
Kitap bir aşk romanı gibi görünse de satır aralarında yaşama, insana, varoluşa dair bizleri düşünmeye sevk eden bolca mesaj görüyoruz.
Kitabı beğenerek okudum. Kitabın dili çok akıcıydı. Yazarın zekasına hayran kaldım. Kitabın sonu benim için sürpriz oldu. Klasikleri okumaktan hoşlanan okurlara tavsiye ederim.
Kitap, Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Kazuo Ishiguro tarafından kaleme alınmıştır.
Kitabı, Darlington Malikanesi Baş uşağı Stevens’ın dilinden okuyorsunuz. Kitapta anlatılanlar İngiltere’de geçiyor. Stevens tek hayatı iş olan, mükemmeliyetçi, işine hiçbir şekilde duygu karıştırmayan, soğuk bir karakter.
Kitapta; Stevens’ın çıktığı birkaç günlük yolculuktaki gözlemlerini, baş uşak nasıl olmalı sorgulamasını, geçmişe dönerek kendi hayatı ile ilgili sorgulamalarını, açıkça anlatmasa da hayal kırıklıklarını, 2. Dünya savaşı ile ilgili Darlington Malikanesi’nde yapılan siyasi toplantıları okuyorsunuz.
Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Kitabı okurken çok zorlananlar olduğunu biliyorum. Ben zorlanmadım, yazarın çok naif bir anlatımı vardı. Ancak, Kitabın durağan ilerlediğini söyleyebilirim. Keyifli okumalar.
Kitap, 2007 Man Booker Uluslararası Ödüllü Nijeryalı yazar Chınua Achebe tarafından kaleme alınmıştır.
Kitapta; Okonkwo karakteri üzerinden, İngiltere’nin Batı Afrika’daki ilkel kabileleri sömürgeleştirme sürecinde, yaşananlara tanık oluyoruz. Önce Afrika kültürünü, batıl inançların yaşamı nasıl yönlendirdiğini, Afrika halkının dini ritüellerini görüyoruz. Sonra demir atıyla beyaz adamın ortaya çıkışını, misyonerlerin gelişini ve Afrika’nın nasıl Hristiyanlaştırılarak asimile olduğunu üzülerek okuyoruz.
Kitabın dili oldukça akıcıydı. Yazardan okuduğum ilk kitaptı ve çok severek okudum. Bütün kitapseverlere öneririm.
Gabriel Garcia Marquez tarafından yazılan roman 1985 yılında yayımlanmıştır.
Kitapta, Florentino Ariza’nın, gençlik aşkı Fermina Daza’ya duyduğu; ayrılıktan, sevdiği kadının başka bir adamla evlenmesinden, kendini aşağılamasından etkilenmeden yarım yüzyıl süren aşkını okuyoruz.
Bunların yanı sıra; evlilik ilişkileri, karı koca arasında olan ilişkinin aşk mı, yoksa yıllar içerisinde karı kocanın birbirine olan uyumlanması mı olduğunu görüyoruz.
Kitabın dili çok akıcıydı. Yazarın ilişkileri yorumlama biçimi kitaba çok farklı bir bakış açısı katmıştı. Yazardan okuduğum ikinci kitaptı. İlki “Yüzyıllık Yalnızlık” idi ve yüzyıllık yalnızlığın yeri ben de hep ayrı olacak.
Yazarın bu kitabını da severek okudum. Tüm kitapseverlere öneririm.
