Araştırmalarımızın gösterdiği yolda beklentimiz hep, Likya kültür ve sanatının
Doğulu özüne sürülen izlerin giderek derinleşeceği yönünde olmuştur. Umarız
beklenen yeni bulgular da, bu kadim uygarlığın kimliğini ilk günden başlayarak
'Hellen" olarak dogmalaştıran meslektaşlarımızın elleriyle çıksın gün yüzüne
ve de Likya'nın Anadoluluğu’nu "ilk gören (!)" yine onlar olsun. Çünkü düşüncelerimiz ve bilimsel sonuçları kayıt altındadır; bilinir ki gerçeği "susarak ya da
gizleyerek öldürmek" bir yere kadardır; sürdürülemez.
Kültürel dokuyla ilgilenen bir gezginin Likya bölgesinde bugün edineceği ilk
izlenimlerden biri, bölgenin baskın bir biçimde her yeri kaplayan mezarlarla dolu olduğudur ve bu durum antik Akdeniz dünyasının geri kalanından bariz bir sekilde farklılık arz etmektedir.
Likya yazısının kökeni genellikle Rodos veya Doğu Hellen yazı sistemiyle ilişkilendirilmiştir. Ancak MÖ 9. Yüzyıl civarında oluşmuş, Frig, Lidya ve Karia yazılarınada kaynaklık eden Proto-Anadolu yazısından kaynağını almış olması daha olası bir görüştür.