Aynayım
Bir gün Ebu Cehil, Hz. Peygamber'i (sav) gördü ve
"Haşimogullarından bir çirkin belirdi" dedi. Peygamberimiz "Haddini aştın fakat doğru söz söyledin" dedi. Daha sonra Hz. Ebubekir, Peygamber'i (sav) gördü ve "Sen bir güneşsin, parlayarak dünyayı aydınlattın" dedi. Hz. Pevgamber ona da "Doğru söyledin ey Ebubekir" dedi. Bu manzaraya tanık olanlar bunun nedenini sordular. Hz. Peygamber (sav) "Ben bir aynayım, kim bakarsa bende kendini görür" dedi.
Onun için nasıl ki variyetimiz içindeki güzel şeyler kasalarda muhafaza ediliyorsa, insanın da güzelliklerinin örtünmesi onun negatif etkilere karşı korunması demektir.
Ne zaman Ebû Ubeyde gibi ümmetin selâmeti uğruna, hakkımız olan şeylerden bile feragat etmeyi başarabilirsek, o zaman aramızdaki birçok sıkıntı halledilecek ve ümmet yeniden dirilecektir.
Evet , eğer feda edilen şey Allah ve Resûlü yoluna feda edilmişse , onun eksikliği bir ayıp , kusur ve çirkinlik değil, bir güzelliktir. Çünkü feda edilen makam yüce ve değerli bir makamdır. Bunun için Abdurrahman b. Avf ayağını, Efendimiz (sas) yoluna feda edip aksak/topal, Talha b. Ubeydullah O'nun yoluna kolunu feda edip çolak ve Ebû Ubeyde de O'nun yoluna dişlerini feda edip hepten olmuştu. Ama O'nun yoluna feda edilenler sahiplerini daha da güzelleştirmiş, güzeller güzeli için feda edilenler, onlara daha da bir güzellik katmışlardı. Sahâbe diyor ki: “ Dişsizlik insanı çirkinleştirirdi, ama Ebû Ubeyde, Uhud'da kaybettiği dişlerinden sonra çok daha güzelleşmişti.”