Esra

Esra
@Esra1w
Milletçe, "olmak" cesaretini göstermemiz gerekiyor. Korkak davranmaya hakkımız yok. Avrupa'da totalitarizmi tırmandıran, Hitler ya da Mussolini'nin iktidarı ele geçirmesi değildi, boşluk içinde çırpınan toplumların bu kaygıyla baş etmek yerine kolektif nevroza sığınmaları, teslim olmalarıydı.
Reklam
Olmak, cesaret ister. Kaygıyla yüzleşmek cesareti. Kimileri nevrozun koruyucu gölgesine sığınır. Oysa nevroz, Paul Tillich'in harikulade ifadesiyle, "Yokluktan (nonbeing) kaçmak için varlığı (being) inkâr etmektir." Kimileri kolektif nevrozlarda arar saadeti; futbol maçları bir karnavala dönüşür, siyaset bir gölge oyununa. O gölge oyununda, bir bakarız, biz de birer Hacivat ya da Karagöz oluvermişiz. Olmak, cesaret ister. İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti. Muhakkak ki başımız dönecektir. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz. Ama bakmazsak hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz orada ne olduğunu; bizi bekleyen, bizi biz yapan şeyi.
Yola çıkmak, Kiergegaard'ın dediği gibi, kaygıyı çoğaltmaktır, yola çıkmamaksa kişinin kendi benliğini yitirmesi. Yola çıkmak kendinin farkına varmaktır, kendini bilme çabasıdır. Kişi kendisiyle yüzleşmekten mutlu olmaz, farkındalık kaygıyı çoğaltır. Ama kaygıların başı anlamsızlık kaygısıdır. Bütün anlamları anlamlandıran bir anlam isteriz; bu dünyadaki varoluşumuzu açıklamak, deryalar içre bir katre olmanın dayanılmaz uçuculuğunu gidermek isteriz. Kolay mıdır milyarlarca canlıdan biri olmak ve yine de biricikliğimize inanmak? Üstelik, bu hayatın bir sonu olduğunu ve bir gün herkes gibi toprağın altındaki o serinliğe uzanacağımızı da biliriz. Her geçen gün, ölüme bir gün daha yakınızdır. Kolay mıdır bu gerçekle baş etmek? Kolay değildir elbet ve bu yüzden yiğitlerin mesleğidir "ölmeden evvel ölmek."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Esra

Esra

, 1000Kitap'a katıldı.
35 öğeden 31 ile 35 arasındakiler gösteriliyor.