Aslı Kurt

İnsanlar sizden hadleri olmayan şeyleri ister bazen ve her zaman da sarıp sarmalayacak üstünü bir gece gibi kapatacak haklı bahaneleri vardır. Birikir kelimelerin, birikir sessizliğin. Dilinin ucuna gelenler dudaklarının birbirlerine olan sadakatini yenemez çoğu kez. Gözlerin anlatır belki anlasınlar diye bakarsın iki küçük sonsuzluğun açılan kapısına. Uzunca ve derince veya sadece kısaca, önemsemezcesine çünkü her cümle, her his uzun ve yoğun olamaz. Art arda sıralanmaz kelimelerin. Beklemek için yer yoktur dar kaldırımın ucundaki o durakta. Kelimelerin ulaşmak için o istekli hisleri bulamaz karşıdaki adaya. Tohumları ekilen çiçeğin filizlenmesini bekler gibi. Yağan yağmurun toprak tarafından emilmesini ve o özlemle beklenen tanıdık kokunun etrafa yayılmasını gözlemek gibi aşk yoktur toprakta, suda, havada ve gökte. Bu bekleyiş... güzeldir. Bekleyişin kendisi güzelliktir. Ama bazen olmaz işte. Bazen beklemek yetersiz gelir istenen sevgiye. Sevgi istenmemeli. Beklenilenlerle sürmemeli hayat. Çünkü sen bekledikçe sevgiliyi o hep senden ayrı senden uzakta olacak. Sevmeler ilk kendisiyle başlar kişinin. Bir ruhun sevildiği ve sevilmeyi beklenen parçaları arasında. Söyleyemediği sözcüklerin ağırlığını kaldırmaya çalışan çocuk, suskunluğu kalbine doğrultulan bıçak… ౨ৎ
Reklam
“En zor savaş; kafanda bildiklerinle, kalbinde hissettiklerin arasındadır.”
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Ben hep üçüncüsünü aradım biliyor musun? O diğer seçeneği. Bulunması zor olan seçeneği. Kalbimin ve zihnimin bir olduğu seçeneği. Fakat ya zihnim ya da kalbim çok konuşuyordu verdikleri küçük aralıklarla. Buysa içinden çıkamadığım beni oldukça hırpalayan bir savaşta tutuyordu. Neden ikisi de oturup anlaşamıyordu ki..? İnsan en çok kendisine yapar en büyük kötülüğü. En çok kendisini yorar. En çok kendisini üzer aslında… Bir yokmuş çok varmış Güçlüymüş ama kanarmış Kendini kazanmak için geriye döndüğünde Tüm yaralarını yaşayarak sararmış Anlaştıkları gün benim de bu amansız savaşım bitecek. Çünkü huzur bir’likten doğar.. 𓂃𓈒
Ne ararsan kendinde ara Yok senden başkası bu yıldızlı rüyada Ara şeytanlarını gecenin karanlığında Ara onları kalbinin kırılmış aynalarında Öyle bir zamandayız ki herkes en uçlarda. Küçük bir kibrit tüm ormanı yakıyor anında. Geçenlerde aklıma bir düşünce düşüverdi. Yani düşünce işte ve bu normal düşmesi. Her neyse… Bazen eskiyi yakmak gerekir küllerinden doğabilmek için. Fakat bu yakılması gereken şey bizi iyi hissettirmeyen duygularla etkilemesine ve tepki vermemize yol açan şeytanlardır. “Ne ararsan kendinde ara çünkü hepsinin cevabı sende saklı”, denir ve öyledir de. Bense öyle bir yerdeyim ki sanki uyuşmuş tüm hislerim. Ah, ama yaşama cevabımsa çok. Burada etkiye tepki vermek veya vermemek, ne yapacağın hakkındaki seçeneklerinin farkında olup hareket etmekse şeytanların aslında olmadığını sana gösterecektir. Görmesini bilirsen yıldızlar sana yolunu gösterir, 𝓈𝓌𝑒𝑒𝓉𝒽𝑒𝒶𝓇𝓉 “Lights will guide you home” -Coldplay
Hey! Sen oradaki, merhaba.. ..Biliyorum.. Bazen birisinin, “Biliyorum” demesini bekleriz. Ama öylesine ağzın ucundan çıkan bir ‘Biliyorum’ değildir bu. Gözlerinden ruhuna inen birkaç saniyelik sürede sana dokunan bir ‘Biliyorum’dur. İstediğin, isteyebileceğin tek şey seninle birlikte o sessizlikte sessizce bir süre durmasıdır. Biliyorum… evet. “Kaldırabiliyor olman zorlanmadığın anlamına gelmez”, diyordu bir yerde. Peki sen canımın içi, Ne zamandır neyi kaldırmaya çalışıyorsun bir başına..? ౨ৎ
Elim gitmiyor kâğıda kaleme Boğazımda düğümleniyor birikmiş akşamlarım senle Öylece özlüyorum ve bekliyorum Bir sabah ansızın huzurun kokusu camımdan girer diye. Karanlığa mahkum olan ona inanan zihinlerdir. Kalp değil. ♾
84 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.