Yazarın amacının argümanların enine boyuna tartışıldığı felsefi, tarihi ve bilimsel temelleri olan bir metin yazmaktan ziyade manifestoya yakın bir metin yazmak olduğunun farkındayım ama yine de altı boş bir şekilde birer cümle olarak sunulmuş argümanlar beni rahatsız etti.
Öte yandan kitapta en çok geçen kelimelerden birkaçı "başkaldırı", "direniş" "savaş" "isyan", "karşı koyuş"... Bu kelimelerin kullanıldığı cümleleri de hayal ettiğinizde ulaşabileceğiniz gibi metin Müslüman olmayan herkesi ve her unsuru İslam'ın düşmanı olarak hedef gösterip onlarla mücadele sloganları içeren militarist bir dille yazılmış. Bu "karşı koyulan", "savaşılan" kişilerin ve kurumların fikirleri etraflıca çürütülmediğinden bu militarist çağrılar da bana oldukça itici geliyor.
Bunlara ek olarak kitap yine çokça aşina olduğumuz eskiden yaşanan İslam'ın doğru İslam olduğu, eskiyi örnek almamız gerektiği, eskiden sahip olduğumuz gücü hatırlayıp tekrar o güce ulaşmayı hedefleyerek "düşmanları" ezmemiz gerektiği gibi argümanlar sunuyor.
"İnançsız toplumların merhameti yoktur. Hem, Müslüman toplum neden inançsız toplumların merhametine muhtaç olsun? Asıl inançsızlardır ki, Müslümanların merhametine muhtaçtırlar."
Özetle kitabın bireysel olarak İslam yaşamına dair verdiği "öğrenmek", "sevgi" vs gibi kavramları değerli bulsam da İslam Devleti ve politikaya dair önerilerini temelsiz ve sığ buldum.