Masayı incelemekten vazgeçip kadına baktım (her iki fiil de burada neredeyse aynı hareketi ifade ediyor, ancak kimilerinin görüşüne göre üsluba büyük zarar veren tekrarı engelliyor.)
Dikkatimi çeken ilk şey masa oluyor (başka bir şey dikkatimi çekmiyor ama masa dikkatimi çektiğine göre ilgimi çekecek başka nesneler de olması gerek diye düşünüyorum.)
Sinemaya, tiyatroya ya da bir konsere gittiğimde, oturduğum koltuğun benim olmadığını bilirim ama sanki orası, uğrunda birçok mücadele ve uğraşı verdiğim dünyadaki gerçek yerimmiş gibi davranırım.
Bir yandan da ona hak veriyorum. En nihayetinde hiçbir şey bize ait sayılmaz ama büyük ölçüde bize ya da başkalarına ait olan herhangi bir şeyi kullanırken kendimizden emin ve rahat görünmemiz uygun olur, zira her zaman daha da azına sahip olanlar vardır.
Görgüsüz olmadığımızı göstermek için kapının eşiğinde saniyenin onda biri kadar duruyorum (görgü dediğimiz şey zaten genelde saniyenin onda birinden ya da daha azından ibarettir.)