Mücerred akıl, bedeni mutâlaa ederek isteklerini müzakere eder; ifrât ve tefrît arasındaki vasatı ihtiyâr ederek nefsi itidâl üzere tutar; bu itidâl durumu da erdemdir.
Başka bir deyişle ahlâk, insanî olanın, beşerî olanı mütalaa etmesidir; bunun sonucu da erdemdir; açıktır ki akıl olmadan tefekkür, tefekkür olmadan bilgi, bilgi olmadan erdem olmaz.