Senden eşim diye bahsetmiştim. Evlilik marifetiyle çiftlere layık görülen eşlik sıfatından çok, bir ayakkabının eşi gibi bir eşlikti kastettiğim. Teki olmadan diğerinin bir işe yaramadığı bir eşlik.
Kaç zamandır muhitine uğramadığım, önlerine set çektiğim, içeri girmesinler diye en ağır mobilyaları kapının arkasına dayadığım anıların yavaş yavaş zihnimde belirmesine izin verdim.
Bir an kanıverip her şeyi en başa sarabilir, 1-B’den başlayabilirdim hayata. Hiç üşenmezdim de yeniden öğrenmeye. Tekrar o gözleri ışıklı, hayata inanan şaşkın kız olmak çok işime gelirdi.
Bir vapur yolculuğuna bir hayat sığdırmışlardı durduk yere. Bir sahlep içimi zamanda bir ömrün en nadide duraklarına uğramış, beni de yanlarında götürmüşlerdi.