Murat Menteş'i ilk Dublörün Dilemması ile keşfettim. O kitapta kullandığı üslup ve anlatım biçmini Ruhi Mücerret ve Korkma Ben Varım kitaplarında da görüyoruz ancak hiçbiri Dublörün Dilemması'ndaki başarıyı yakalayamıyor.
*Spoiler içerebilir*
Kitabı okurken kendimi aptal gibi hissettim. Olayları takip etmede zorlandım ve kullanılan jargona aşina değildim. Murat Menteş'in klasik tekniği olan farklı olayları birbirine bağlama bu sefer tam oturmamış. Hikayeler şahane ve bağlanma yerleri mükemmeldi ama bunların kesildiği yerler ve bağlanma aralıkları çok yanlıştı. Bir hikaye kesitini bitirdiğimde detaylara hakim hissediyordum ve meraklanıyordum ancak hikayenin kalanını 2-3 kesit sonra okuduğum için o kanlı canlı detayların hepsi aklımdan uçuyordu. Benim kusurum olduğunu düşünmeye başlamanızdan önce şunu belirtmeliyim, araya giren hikaye kesitleride aynı derecede detaylı ve karışıktı. Bu durum kafa karışıklığını pekiştiriyor.
Kitabın güzel yerlerinden bahsedecek olursak, kitaptaki hayal ürünü ögeler çok eğlenceliydi. Hiçbiri abes kaçmamıştı. Kişi kadrosu çok keyifli ve ilginçti, okuru sıkmadan tanıtılmıştı. Ayrıca Alper Canıgüz'ün Gizli Ajans'ına ve Murat Menteş'in Dublörün Dilemması kitabına yapılan atıflar beni mutlu etti.
Sonuç olarak hikayeler tek tek yayınlansa/ anlatılsa ve son bir hikayede bağlansa çok daha keyifli bir okuma olabilirdi.
Siddartha bütün insanları temsil ediyor. Peki bir insan nasıl herkes olabilir? İnsanlar olarak farklı olmayı arzulasakta hepimizin benzer amaçları, benzer tutkuları vardır. Siddartha hem dindar hem dünyevi, hem zengin hem yoksul ve bunlar gibi bir sürü zıtlığı yolculukları boyunca yaşıyor. Kitaptaki dini terimler hem her dinde hem yaşam dediğimiz şeyde geçerli, bu yüzden bu kitabı okurken kendinizden bir parça bulmanız ve kendinize ait yeni bir parça keşfetmeniz kaçınılmaz.
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 201338.3k okunma