Sevgili sekiz yaşındaki Yosun...
Korktuğunu biliyorum. Yaşadığın eve, yattığın yatağa, oturduğun koltuğa ait hissetmediğini de... Ait hissedebildiğin bir yer çıkacak karşına. Biraz sabret... Sürekli aynaya bakıp annene benzeyen bir şeyler arıyorsun yüzünde. Yapma... Emin ol, büyüyünce ona benzemediğin için şükredeceksin. İçtiğin o ilaçları ölmek için içmediğini biliyorum. Sen de bil... İstediğin tek şey, annenin sırtını sıvazlamasıydı. Yapma... İnan, onun takdirini kazanabilmen imkânsız.
Sen, hayatımda tanıdığım en inatçı kızsın. Sen o kadar inatçı olmasaydın, ben hiçbir şey yapamazdım. Adına bak... İnatla her yerde biten bir otsun sen. Tıpkı o kayalıklara tutunduğun gibi tutun hayata. Çünkü bir gün, ölmek istemeyeceksin. Özür dilerim, çektiğin acıları hâlâ durduramadım. Hâlâ o gücü bulamadım. Ama iyi haber, her şeye rağmen yaşamaya devam etmenin yollarını buldum. Söz veriyorum küçük kız, senin yaşadıklarının hatrına yaşamaya devam edeceğim.
Ve bir gün, rüyalarımda tekrar karşılaşırsak sana sımsıkı sarılıp ne kadar cesur bir kız olduğunu söyleyeceğim.