7 farklı hikaye ve hepsinin sonu şuan muzdarip olduğumuz Covid-19 salgını ile birleşen hayatlar. Hikayeler o kadar güzel işlenmişti ki diğer hikayeye geçerken bundan daha iyisi olmaz diye okuyup daha iyisiyle karşılaşarak okudumBen her zaman tevafuğa inançlı bir insan oldum. Bu kitap için tam 7 hikâye için 7 farklı ayraç basılmış ve grup arkadaşlarımızla her birimize farklı bir ayraç gitti. Bana gelen ayraç ise 2. Hikayeye ait olan 《DOGADAN KAÇIŞ 》adlı hikâyenin ayracıydı. Ve işin tevafuk tarafı ise ben her zaman o hikayedeki Doğa gibi insanlardan uzak ağaçlarla iç içe kendi karavanımda yaşayıp kendi yağımda kavrulmayı çok istiyordum ki bu hikaye bana bunu asla kaldıramayacağını öğretmiş oldu bu yüzden en sevdiğim hikayelerden biri o oldu
4. Hikaye olan《VERMUT ŞİŞESİ 》ise bana bağımlılıklar bir hayatı nasıl mahv ederi öğretmiş oldu. Bitiş sahnesi beni o kadar etkiledi ki anlatamam...
Ve en sevdiğim hikayelerden biri 7. Hikaye olan 《KUM SAATI》bende çok farklı duygular çağrıştırdı. İsrailli yahudi kökenli bir aile ve çeviresini baz alan hikaye beni çok farklı yerlere çok farklı duygulara sürükledi. Özelliklede filistin halkının yaşadıklarıyla ilgi çok bilgi sahibi olmam ve hikayedeki yahudi akıllı kızın yaşadığı lüks acaba gerçekten de hayatları arasında bu kadar uçurum mu var diye düşündürmedi değil... ama diğer 2 hikaye gibi bununda sonu benim üzülmeme sebeb oldu....
Bu harika kitabı okumama vesile olan herkese en içten iyi dileklerimi iletmek istiyorum

Merhabalar
Szie hayatım boyunca asla ama asla daha eğlencelisiyle tanışmadığım karaktere sahip bir kitapla geldim.
Bakın kitap toplam 443 sayfa ve ben tek sayfasında sıkılmadım. O kadar güzel karakterle tanıştım ki . Keşke gerçek hayatımın bir parçası olsaydılar dedim . Konuya gelirsek Ana karakterimiz yani benim her hareketine her lafına mesajlarına bile aşırı güldüğüm karakter Reyhan Göbekli . Yazarken bile gülüyorum inanın çünkü aklıma o sahneler geliyor . Kızımız evin biriciği hem en küçük kardeş hemde 3 erkek üzerine doğan tek kiz . Abileri ise tam anlamıyla onun hapis olduğu hücrenin demir parmaklıkları asla nefes aldırmıyorlar kıza . Babası ise ballı lokma tatlısı bol şiveli bir baklava ustası doğal olarak Reyhan kızımızda babasının hakkını verir şekilde hafif kısa ve biraz tombul diye biliriz . Mimarlık bölümünü 1.lik ile bitiren kızımız bu kendisine nefes dahi aldırmayacak kadar koruyucu olan abileri ile ne yapacak dersiniz? Onun hayalini kalsa hepsini ortadan yok eder kesinde Allah'tan yazar olaya el atmış hepsi yaşıyor . İşte bu yüzden o kaçarcasına İstanbul'da bir holding de iş görüşmesi ayarlıyor ve oradan kaçıyor tabi ki abilerini arkada bırakıp. Tabi asıl hedefi aşçılık ama mimarlık oradan kaçış bileti 🛩. Tabi uçakta asla karşılaşmaması ve gizli planlarını anlatmaması gereken patronlarından biri olacak Eren' le karşılaşmasaydı her şey çok daha yolunda gidebilirdi. Reyhan gerçekten aşırı komik kenidne kendine sorup kendi kendine cevaplayan iki kişilik diyaoloğu kendi kendine halleden bie karakter Kötü abilerinin hiç bir kızın hayatını zehir etmemeleri için kurduğu planlar, iş yerinde ki gıcık mi gıcık olan Aylin'e her seferinde tam onikiden vurduğu goller , her seferinde Eren'in asla yetişemediği tek başına kurduğu diyaloglarla efsane bir karakter . Alın okuyun derim. Hâlâ okumayan varsa çok büyük bir kaybı vardır .
Bu arada sevgili yazarın eşine bende teşekkür ediyorum kendisinin böyle güzel bir karakteri oluşturmasına zemin hazırladığı için. Yoksa bu dünya Reyhan Göbekli olmadan ne yapardı. Tek üzüldüğüm nokta diğer 3 erkek kardeş fazla aceleye geldi sanki. Bence hepsi ayrı bir kitaba sahip olmayı hak ediyorlardı . Tabi her ne kadar Reyhan kadar mükemmel olmasalarda onlarında gideri olur bence . Tekrar kaleminize sağlık diyorum ve göbekli ailesinden yeni haberleri dört gözle bekliyorum bir umutttt

Geçtiğimiz aylarda okumuş olduğum istiridye kitabının 2. si çıkmış. Merakla beklediğim bir kitaptı. Malûm sonunu aşırı merak ediyordum çünkü . Peki merakım bitti mi? Hayır
Çünkü sevgili yazarımız kitabı yine öyle bir noktada bitirmişki 3. Kitap gelecek kesin diye düşünüyorum. Ama ne zaman anca yazar bilir .
Malûm bildiğiniz üzere Demek ve Murat yasak bir aşk yaşıyorlar çünkü Murat evli. E 2020 pandemiden dolayı çoğu şey aksayınca Murat'ta bir süre eve hapsolmak durumda kalıyor malum ve ister istemez ilişkilerinde özlem boyutu daha da artıyor. Ben ilk kitapta Demet ve Murat'tı insafsızca eleştirirken neden bilmiyorum ama bu kitapta biraz üzüldüm yani gerçekten çok istiyorsun çok seviyorsun ama sabahları onunla kahvaltı edemiyorsun, canın istediği zaman bir mutluluğu onunla paylaşamıyorsun, sıkıldığında bir dışarı hava almaya çıkamıyorsun onunla ve en kötüsü kimseye anlatamıyorsun, kimseyle paylaşamıyorsun. Psikolojik olarak çok yıpratıcı bir durum . Bu yüzden Demet'e çok üzüldüm bu kitapta. Biraz Murat'a da üzüldüm Nasıl olue bu demeyin belki de ben duygusal olarak hassas bir süreçteyim ondandır . Ama kitabın sonunda bir müjde aldık diye bilirim. Spoi de olsa bunu yazmam gerek Demet hamileee. Bu bebek nasıl doğacak, insanlara nasıl anlatılacak . Ya çocuk büyüdüğünde ? Babasını görmek istemeyecek mi? Neden bizde diğer aileler gibi değiliz diye sorgulamayacak mi? Ve kitap burada bitti Demet hanım doğurdunuz mu acabaaa bebek kiz mi oldu erkek mi ? Acaba Murat'a mi benzedi yoksa size mi?. 3. Kitabı sabırsızlıkla bekleyeceğimi anlamışsınızdır sanırım.
Birde şunu yazmadan geçemeyeceğim bu sefer kitapta değişik kısaltmalar yoktu ve yazım hataları minumum düzeydeydi . Bu yüzden editörü ve yayın evine tabiri ediyorum