Flâneuse

Flâneuse
@Flaneus
W.Benjamin in de söylediği gibi Flaneuse ün işsiz güçsüzlüğü iş bölümüne karşı bir tepkidir..
Yalnızca hareket etmek için kurulmuş gibiyim. Makineleştim..
Telos yay.Kitabı okuyor
Reklam
Bir gereksinmeydi o benim için ve karşılık bulmadı hiç bir zaman, büyüdü büyüdü, koskocaman bir delik, bir boşluk oldu sonunda. Ya­şam sürüp gittikçe, o gereksinme yogunlaştıkça, her şeyi o deliğe sürükleyip boğdum..
Telos yay.Kitabı okuyor
Kaderin bilinmeyen bir küreden çıkarıp önüme savurduğu bir şey. Ona baktıkça, onu lokma lokma sever oldukça bütününü kavrayamadığımı görüyorum. Sevgim bir topla­ma işlemi gibi artıyor, ama o, çaresiz, aç bir sevgi içinde aradığım insan kaçıyor, uçan bir iksir gibi. Bütünüyle benim, neredeyse tutsakçasına, ama sa­hip değilim ona. Sahip olunan benim..
Telos yay.Kitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Acı dindi mi yaşam yüceleşiyor, kişinin parası, dostu ya da yüksek emelleri olmasa da. Yalnızca kolaylıkla soluk almak, birdenbire kıvranmadan ya da sekmeden yürümek bile yetiyor. Kuğular çok güzelleşiyor o zaman. Ağaçlar da. Otomobiller bile. Tekerlekli patenler üstünde kayıyor yaşam..
Telos yay.Kitabı okuyor
Başı güneye doğruydu, be­nimki de kuzeye, kollarımızı kıvırıp koymuştuk -başlarımızın altına, gövdelerimiz gevşemiş, hiç bir çaba harcamaksızın yüzüyordu akıntıda, bir benzin gölü üstünde yüzen koskocaman iki kütük gibi. Rönesanstan kalma biri pattadak üstümüze gelse, zevk düşkünü bir prensin sarayındakilerin korkunç sonu­nu gösteren bir duvar resminden fırlamışız sanırdı. Yıkık dökük bir dünyanın ucunda yatıyorduk, uzanmış gövdelerimizin bir kabadayı macerasında birer ayrıntı görevini yaptığı, biraz aceleye gelmiş bir perspektif ve boyutları kısaltma çalışmasına benziyordu bu resim..
Telos yay.Kitabı okuyor
Reklam
Beynindeki kurtları def edemiyorsan karan­lıkta vals yapmayı dene..
Notos yay.Kitabı okudu
Mü­zik, yüzü olmayan ruhun kahrolası kenar dikişidir..
Notos yay.Kitabı okudu
Biri kırık dişleri arasından "My Japanese Sandman" şar­kısını ıslıkla çalıyor. Bir Mah-jong partisi için her şey feda..
Notos yay.Kitabı okudu
Japonya' da yakını yeni ölmüş bi arkadaşınla karşılaştığında güleceksin. Gülümserken yalnızca öndeki diş­lerini göster. Çok üzgün ol­duğun anlamına gelir bu.
Notos yay.Kitabı okudu
Benim bir yüzüm aptalın dik alası, öbür yüzüm de araştırmacı, yargıç ve cellat. Uslu bir ço­cuk gibi söz dinlerken aynı anda "Yankee Do­odle Dandy" şarkısını tersten söyleyebilirim..
Notos yay.Kitabı okudu
Reklam
Bölünemeyen sayılar gibiydi o, karekökü yok..
Notos yay.Kitabı okudu
Sanırım benim en büyük derdim, hiçler arasında bir hiç ol­duğumu kendime yedirememek..
Telos yay.Kitabı okuyor
Oynuyo­ruz oyunu. Biliyoruz, boktan, pis bir oyun ama bir şey gelmiyor elimizden -başka çıkar yol yok. Belli bir düzende doğmuşuz, ona koşullanmışız: orasında burasında bir iki küçük gediği tıkayabilirsin, su alan bir kayığı onarır gibi, ama yeniden yapmak ol­maz, vakit yok buna, limana varmak zorundasın, ya da öyle olduğunu sanırsın. Hiç varamayacağız elbet. Kayık batacak önce, inanın bana..
Telos yay.Kitabı okuyor
Bana kalırsa hızla batıyor dünya. Bu gidişe bakılırsa akıllı olması gerekmiyor insanın. Aslında, ne kadar az aklın varsa o kadar iyisin demektir..
Telos yay.Kitabı okuyor
Dünyayı gül­dürmek başka, mutlu etmek başka. Şimdiye kadar hiç kimse başaramadı bunu. Dünyayı iyi ya da kötü etkileyen bütün büyük adamlar acılı kimselerdi. As­sisi'li St. Francis bile azap çeken bir insandı, Buda da öyle; bütün o acı çekmeyi yenme tutkusuna kar­şın mutlu bir adam sayılmazdı. Aşmıştı mutluluğu diyelim isterseniz..
Telos yay.Kitabı okuyor
Resim