Flanús
@Flanus
Beren&Luthien
Sadelik ve derinlikte mana vardır.
Architect /Restorer
İstanbul
İstanbul, 31 Aralık 1993
662 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Yazarın, incecik bir kıymık gibi geliyor batıyor öyküleri. Ne çıkartabiliyorsun, ne de sızısını dindirebiliyorsun öyle derine sızıyor kelimeleri.
On kısa hikayeden oluşan kitap ağır ilerliyor ağır ilerlemesinin sebebi de dili daha çok acıtıyor belki de. Her hikaye sonrası durmak nefes almak gerekiyor.
“her şeyi tek başına halletmeye dünden razı biri olarak “ben hallederim, merak etme” cümlesini duymanın insana nasıl büyük bir ferahlık verdiğini ilk kez sayende öğrenmiştim.” cümlesinin altını çizdim kendi kitabımda.. her şeyi tek başımıza halletmeye dünden razıyız evet ama, bir zaman sonra yoruluyoruz…
Hayat tuhaf bir yer. hayat, bazen bahar...
Bazen Bahar
Melisa Kesmez
Okur Takip Önerileri
Yoksulluk, umutsuzluk, hasret, aşk, işlenmiştir kitapta. Bir gün içerisinde okuyabileceğiniz kitap karışık düşünceler ve duygulara yönlendiriyor okuyucu .
Hayatta herkesin beklediği bir insan olmalı ve onu bulduğumuzda sımsıkı sarılıp sevmeliyiz.
Her şey yolunda gitmez hayatta ve sevdiğimiz an, sevildiğimiz an bize kâr kalır. Bazen sınırların dışına çıkamayız ve bize yazılmışı oynarız hayatta.
Ne kadar çabalarsak çabalayalım, ne kadar büyük bir tutkuya sahip olursak olalım başaramayız geçmişi, dünü yenmeyi.
Dün
Agota Kristof
Yazar kitabında içinde bulunduğu boşluğu, diğer insanlara olan yabancılığını ve aidiyetsizliğini anlatırken fazla tekrara düşmüş.
Kitabın çevirisini de yapan Behçet Necatigil hidayet için mutsuzluğunda ölümsüz mutluluğa erişmiş sayılı yazarlardan birisi diyor, kör baykuş’ta da ölse de kurtulsa, çektiği acılar nihayetlense diye bekliyorsunuz.
Zaman kavramı belirli olmamakla birlikte, insanın içindeki şeytanı ve onla savaşını güzel anlatmaktadır . İçimizdeki şeytan sadece fiillere uydurulmuş bir mazeret, kılıf. Karakterin önüne geçmek dur demek sanırım bu kelimelere kılıf uymuyor.
Tanrı, din, hayat ve benzeri kavramlara sancılı şekilde anlamlar veren bana göre ağır bir şekilde işlenişmiş bir kitap.
Not: modunuzun düşük olduğu zamanda kesinlikle okumanızı tavsiye etmem.
Kör Baykuş
Sadık Hidayet
Kitabın teması devam etmek. Devam etmeye çalışmak, hayata tutunmaya çalışmak. Bir yerinden yakalamaya, bir yerinden tekrar o heyecanı bulmaya çalışmak. Her öykünün altında incecik bir nehir bunun için gösterdiğimiz çabayı anlatmak için akıyor. Tüm rollerde: abla olarak, eski sevgili olarak, anne olarak, evlat olarak, baba olarak.
Melisa Kesmez
Nohut Oda
Valyria uygarlığı zamanında targaryenlerden bir kişi gördüğü kehanetle, tüm ejderlordlarınında bulunduğu valyria yanıp kül olacağını ön gören targ.ların başındaki zat 5 ejderha ile ( 3 ü bilinen ejderler balerion, vhagar ve meraxes) kaçıp şuan bildiğimiz yer olan ejderha kayasına yerleşmiştir.
Ejderhalar dönemini Targaryen ailesi ekseninde anlatan grrm kitabı. (Asoıaf döneminin 400 yıl öncesini, ejderha zamanının taht oyunlarını anlatan tuğladır.)
Fatih Aegon ve iki kız kardeşinin evlenmesiyle haneleri çoğalıp aralarındaki taht kavgaları, savaşları, entrikaları ve ejderhaların nasıl katledildiklerini kitapta anlamaya çalışıyoruz. ( çeviri kötü ve isimlerde dededen kardeşten yada harflerin bazılarının yerleri değiştirilip yeni doğan çocuklara verildiği için isimler karışıyor dönüp bu kaçıncı Aegondu yada kaçıncı Viserys dı diyoruz)
Targları hiç bir zaman sevemesem de kitapta “yeşiller ve siyahlar kısmını” okurken aşırı zevk aldım ( tabi işin içine starklar girdiği için)
Kitap bazı kısımları anlatım yönünden çok acelece yazılmıştır ve belli bir noktadan sonra çevirisindede saçmalamalar devam etmiştir.
Ateş ve Kan
George R. R. Martin
20. yüzyılın ortalarından sonlarına kadar bir aile hikayesi aracılığıyla anlatılmıştır.
Romanın merkezinde yer alan ana karakter, Fugui, hayatının dramatik dönüşümlerine ve zorluklarına tanıklık etmekte. Fugui'nin kişisel trajedileri, aile bağları ve toplumsal değişimlerle dolu bir yaşamı anlatıyor.
"yaşamak," aynı zamanda Çin'in karmaşık tarihine de bir pencere açıyor. Yu hua, kitap aracılığıyla ülkenin siyasi dönüşümlerini ve toplumsal değişimlerini iç içe geçmiş bir şekilde ele alıyor. Eser , hem Çin tarihine hem de insan deneyimine derinlemesine bir bakış bırakmaktadır .
Yu Hua 
Yaşamak
Matilda özel bir çocuktur, yaşından çok daha hızlı ilerleme kaydeden, dahi çocuklardan bir tanesidir. Anne-babası ve okul müdiresi de çok vurdumduymaz, kötü ve bencil insanlardır. Matilda'nın mevcut durumuyla nasıl başa çıktığı anlatılır.
Matilda çocuklara sorunlar karşısında mücadele etme fikrini aşılar. Özellikle akran zorbalığı, aile yada öğretmenlerin uyguladığı psikolojik ya da fiziki şiddete karşı çocukları çözüm odaklı düşünmeye, problemleri çözmeye yönlendirmektedir. Böylece çocuklar hem özgüven kazanacak hem de kendi kararlarını veren bireyler olmaya başlayacaklardır.
Kitap’ın en önemli teması, Matilda özellikle ebeveynlere çocuklarında birer birey olduğunu, ebeveynlerin kendi zihinlerinde düşündükleri kadar doğuştan zeki ya da onlara bağımlı olmadıklarını hatırlatmaktadır.
Dili çok akıcı, okurken eğlenip keyif alacağınız çocuk kitabıdır .
Matilda
Roald Dahl
Hollanda’da Nazi işgali sırasında, günlüğünde saklandıkları ve çok uzun zaman yaşayacakları evi anlatır Anne Frank . İki katlı bu evde sekiz kişi iki yıl kadar bir süreyle hiç dışarı çıkmadan, pencereden sızan gün ve ay ışığına öykünerek yaşama savaşı verirler.
Kitap içinde yaşadığımız “Medeniyet çağında” bile milyonlarca insanı öldürmekten haz duyabilecek kadar vahşi olanların varlığını gösterecektir. Ayrımcılık, savaş ve milliyetçilik gibi insan hastalıklarının ne derece ileri olabileceğine tanık olan Anne; onları en insani duygularla anlatmayı başarmış.
Anne Frank'in defteri yakalanmalarından 3 gün önce, 1 Ağustos 1944'de sona ermektedir. 4 Ağustos 1944'de saklandıkları binaya yapılan polis baskını sonucunda gizli bölmedeki 8 kişi yakalanmış, erkekler westerbork kampına, kadınlar ise auschwitz-birkenau (auschwitz ii) kampına gönderilmiştir.
Hastalık neticesinde önce margot, ardından da Anne kampın kurtarılmasından yalnızca birkaç hafta önce hayatını kaybetmiştir.
"yaşamak istiyorum. öldükten sonra da yaşamak istiyorum."
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank
Bir madenci’nin yazardan yaşadığı aşk macerasını yazmasını ister. Ama Soseki’nin ilgisini madende yaşadığı durum daha çok ilgisini çekmiştir.
Sevdiği kız ve başka bir kadının karıştığı skandal nedeni ile evden ayrılan genç, sonsuza dek ortadan kaybolmayı düşünüyor, ancak kendisine bakır madenlerinde iş teklif eden bir adamla tanışına kadar hiçbir planı yok.
Madende beş ay kaldıktan sonra ayrılan kahramanımızın bu zaman diliminde yaşadığı süreç, anlatılmadan atlanılmış . Madene getirildiği zaman ve madene geldiği bir kaç günün psikolojik durumu anlatılmıştır. Hayatına ne kattı, onu neye dönüştürdü diye düşünebilirsiniz. Soseki bu bölümü tamamen atlamış. Bunu kendisi de kitabın sonunda yazıyor; ‘kitabımın bir romana dönüşemediği gerçekliğinden pekala anlayabilirsiniz.’ diyor.( Germinal kitabı ile örtüşülmesin diye yaşanılan durumlar anlatılmamış olabilir)
Özet olarak kitap, bir insanın iç dünyasının işleyişini anlatmaktadır. 
Madenci 
Natsume Soseki
Kitap, dürüstlüğüyle övünen ve yozlaştırılamaz olmasıyla da gurur duyan bir kasabanın ve bu kasabadan intikam almak isteyen bir yabancının hikayesini anlatmaktadır.
Halk, kendini ne kadar “yozlaştırılamaz” kabul edip bununla nam salmış olsa da intikam isteyen bu yabancının oyununa alet olup aslında iddia ettikleri kadar ahlaklı ve dürüst olmadıkları gerçeği ile yüzleşmişlerdir.
Kitap dili oldukça akıcı ve kısa olduğu için tek solukta okunabilir.
“sizi saf mahluklar, ateşle sınanmamış bir erdem kadar zayıf bir şey yoktur.”
Mark Twain 
Hadleyburg'ü Yozlaştıran Adam
kitap, insanlar dünyasından kappalar dünyasına giden bir akıl hastasının hikayesini anlatır. Japon mitolojisinde yer alan bir canlı olan Kappa diyarında yaşadıklarını, izlenimlerini aktarıyor karakterimiz ve aslında işin özü bundan ibaret ama asıl mesele ayrıntılar. Bu diyarda yaşananlar bizim dünyamızda hem çok benzer hemde çok fazla zıttır.
Dili çok sade ve akıcı olduğu için kısa sürede kitap bitmektedir. 
Kappa 
Ryunosuke Akutagava
Danimarka’nın küçük bir kasabasında, geçmişten şimdiye doğru hatırlama anlarıyla oluştuğu bir hikaye anlatılmaktadır . Küçük bir kız çocuğunun aynının içinde boğulmaktansa kitapta okuduğu o dünyayı bulmak, onu bir ideal olarak önüne koymak ; bunun için çabalamasına mesela, bu nedenle derslerine çok çalışmasına, devamlı başka kitaplar okuyup hayalini güçlendirmesine tanık oluyoruz.
Sorunlar henüz ortaya çıkmamışken, hayaller kesintiye uğramamışken, anlatıcının Sibirya hayali Almanların yaşadıkları bölgeyi işgal etmesi nedeniyle yıkılıyor. Savaş yokken, muhafazakâr anneye, sevgisini çok göstermeyen marangoz babaya rağmen, iki kardeşin aileden, diğer akrabalarla olan ilişkilerden kaçışın bir yolunu bularak hayatlarını anlamlandırdırıyorlar. Kitap, sıradan olan şeylerin anlam bulduğu noktaları okuyucuya hissettirmektedir. 
Sibirya Hayali 
Per Petterson
Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen son olmayacağı kesin . Kitabın ince olmasına bakmayın her bir cümlesinde duygu şöleni mevcuttur.
Kitap 84 sayfadan oluşan birbirine bağlı 3 kısa öyküden oluşmaktadır.
Sevmenin bir denklemi yok; sevmek herhangi bir şeye eşit değil. Her sevgi güzel değil, çok sevmek güzel sevmek değil. Yarım kalanların, yarım kalmışlıkların kitabı. Bir satırda canınızı yakarken diğerinde kalbinizi yumuşatıp kırıklarını onarıyor sanki..
Kitabın adına hak verdiğiniz satırlarda içinizde çökmüş ya da bir yerlerde sakladığınız o küçük taşları anımsıyorsunuz okudukça . Melisa Kesmez 
Küçük Yuvarlak Taşlar
