Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler. Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak.
Yoksa hangi balık boğmuş kendini; hangi serçe atlamış damdan?
Dostoyevski
Farabi insanı şöyle tanımlar: "Alem büyük insandır; ve insan küçük alemdir." Farabi bu iki kavramı birleştirerek insanın ahlakının temelinin bilgi olduğunu söyler; akıl iyiyi kötüden ancak bilgiyle ayırır. İnsan için en yüksek erdem olan bilgi, insan beyninin çalışması sonucu elde edilemez; çünkü tanrısaldır, doğuştandır (vehbi). Bilimin ise üç kaynağı vardır: duyu, akıl, nazar. Bilimler ikiye ayrılırlar: kurumsal (nazari) bilimler, uygulamalı (ameli) bilimler. Ahlak, siyaset, müzik, matematik uygulamalı bilimlere girer. Toplumlar da öz bakımından ikiye ayrılırlar: erdemli toplumlar ve erdemsiz toplumlar. Bu toplumları yönetecek en kusursuz devlet ve, bütün insanlığı kapsayan dünya devletidir.
Mevzu tam bildiğiniz gibi.
Şehir kalabalık, insanlar yalnız!!.
Toprağın, gökyüzünden büyük olduğunu o gün anladım.
İnsana;" alın bu göğsümü, bende telef olmasın." dedirten dünya. Anonim
Özdeşim ve çelişki yasasına uyulmayan ortamlarda, farkına varılmadan çocuğun zihinsel kanatları ve zihinsel ayakları koparılmaya başlanır. Zihinsel kanatları ve zihinsel ayakları koparılan çocuk gelişemez; insan olma muhteşemliğini gerçekleştiremez.
"Melal içindesin. Yoksul olduğunu düşünüyorsun. Ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır. İçindeki yoksulluğu hissediyor musun? İşte senin için en hayırlı vakit. Unutma; ihtiyaç mütemadidir."
Ataullah İskenderi
"Alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz..."
Nazım Hikmet Ran