Fyodor Dostoyevski, insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler.
Bu açıdan bakınca İstanbul'un benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Çünkü ben bu şehirde olgunlaştım.
Sabahın köründe evden fırlıyorsun,o lanet işyerine gitmek için tıkış tıkış dolmuşa biniyorsun,akşam yine aynı yoldan pestil gibi evine dönüyorsun,her gün aynı şeyleri tekrarlayarak güç bela ayakta kalıyorsun.
Bir gün dediklerimi değil,demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma! Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu?
İlle de ben bu hayattan bıktım, türünde sözler mi etmeliyim?