Bir hikaye, insanın çabasından çok ötede. Bür kadının dillinden okuduğumda hikayeleri, gerçeklikleri saydam hala geliyor. Bir kadının aşkı, hayatı yaşadıkları, anlatmak istedikleri bir anda bir renk ile ilişiyor gözüme. Öyküce, dili berrak bir gök yüzü tarifi sadece. Ben de olanlara kendimce anlamlar yüklüyorum. Bir kadının annesine duyduğu sevgiyi anlamaya çalışıyorum. O ölümleri kendi gözümden savaşan bir kadını kendi hayatımda arıyorum. Bulmak güç ama hikayenin ismi gibi başlangıçta sadece umut anlamına gelen yaşamak eyleminin nasıl battığını izledim hikayenin cümlelerinde. Bilmediğim bir hikaye sayılmaz. Aslında hikayenin anlamını yitirecek kadar güçlü elleri de var. Ancak eline aldığında insanı sözlerine anlam bulamıyor işte. Söz, sana söz bir daha ölmeyeceğim derken bir mektupla ölüyorum. Ölmek sorun değil. İnsan, bir zaman sonra ölümünün insanlar üzerindeki etkisiyle varlığını koruyor. Öyle yabancıyım kendime. Sehrimin ilkel efendisiyim belki de. Anlam arıyorum ancak bulmak mümkün değil. Satırlar arasında aşk, sevgi, intihar hangisi daha çok acıtıyor? Anlamak için okumak gerek. Bir kadının rahmine diktiği bir piç olmak gerek.