Rüya ile gerçek arasındaki araf gibi bir kitaptı benim için. Bazı satırlarda 'bu ne korkunç bir rüya' diye düşünürken bazılarında ise kafamı kitaba yönelttiğimde 200 yıl öncesinin bir idam mahkumu bedenine büründüm. Gerek betimlemeleri olsun gerek dünya görüşleri olsun çok etkilendiğim ve ruhumun en ihtişamlı kısmına yerleştirdiğim eserlerden oldu. Adaletin merhamet duygusundan bağımsız olduğunu düşünen herkesin okuması ve sindirmesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
!SPOİLER!
Doğruyu söylemek gerekirse en etkikendiğim kısım idamdan ziyade (idam sahnesinin kanımı dondurduğunu ve beni o zamana götüren satırlardan birisi olduğunu eklemek isterim) idama 1 saat kala kızının yanına gelmesi ve babasını tanımamasıydı. Özellikle de mahkumun "Senin baban olmamı ister misin?" demesinin ardından "Hayır, benim babam çok daha yakışıklı." cümlesinde yüreğimin dağlandığını hissettim. Kitap hakkında çok daha uzun konuşabilirim ama sanırım bu kadarı yeterli.
Umut ve mutluluk, güneş gibi hayatınıza her daim doğsun. Kendinize çok iyi davranın sürç-i lisan ettiysem affola.
Şüphesiz "Rabbimiz Allah'tır" deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) vadedilmekte olan cennetle sevinin!"
Fussilet, 41/30
"Kişinin kendisini yargılaması, başkasını yargılamasından çok daha zordur. Eğer kendini doğru bir biçimde yargılamayı başarırsan, gerçek bir bilgesin demektir."
"Bir günde tam kırk dört kere gün batımını izlediğim oldu," demiştin bana.
Hemen ardından da eklemiştin:
"Biliyor musun... İnsan çok üzgün olduğunda gün batımını izlemeyi daha çok seviyor."
Bunun üzerine sordum:
"O, gün batımını kırk dört kez izlediğin gün çok mu üzgündün?"
Ancak Küçük Prens yanıt vermedi.
Bu kitabı ilk okuyuşum 5 yıl önce olmuştu. O zamanlar düşünce yapılarımın henüz tam oturmamış olması hasebiyle kitaptan bazı şeyleri katamamıştım kendime. Dün rafta gözüme iliştiğinde ikinci kez okuma zamanının geldiğine kanaat getirdim. Nitekim de 5 yıl öncesine nazaran kitaptaki cümleler daha çok içime işledi ve sanki yeni bir kitap okuyormuş gibi hissettim. Bana göre zamansız olan bu eser kendisini geliştirmek isteyen herkesin okuması gereken bir eser. Gerek Küçük Prens'in tilkiyle muhabbeti olsun, gerek dünyadan önce uğradığı 6 gezegenin felsefî derinliği olsun, gerek Küçük Prens ile tanışan pilotun Boa yılanının içten ve dıştan çizimi hikayesi olsun tamamıyla önce bana, sonra da içimdeki çocuğa seslendi bu kitap. Yukarıda 'kendisini geliştirmek isteyen herkes' ifadesini kullansam da asıl okuması gereken kişiler; içindeki çocuğu öldürmeyip onunla birlikte bu dünyaya meydan okuyan ve kalbi kocaman olan kişiler. Zira bu kitabı içindeki çocuğu 'büyümek' adı altında öldürmüş sığ zihniyetli kişilerin anlamayacağı, anlamak istemeyeceği ve pek tabii sonrasında ise kitabın kötü etkileyici bir unsur olarak yürürlükten kaldırılması yönünde çalışmalar yapabileceği gerçeğini kitabı önerirken göz ardı edemem. Bu mecradaki ilk incelememdi bundan sebep sürç-i lisan ettiysem affola. Kendinize ve içinizdeki çocuğa iyi davranın güzel insanlar
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,1bin okunma