Ben kendimden geçiyordum, o benden geçiyordu.
Bilmediğimiz bir yoldan birlikte geçiyorduk.
Hayat bizden geçiyor, biz yaşamaktan vazgeçmiyorduk.
Biz aşktan geçiyor, aşk bizden vazgeçmiyordu?
Kaliteli bir eğitim sistemi şu üç amacı gerçekleştirmeye çalışmalıdır: Yaşamının herhangi bir anında mevcut kaynaklara ulaşmak suretiyle bir öğrenim gerçekleştirmek isteyen herkese imkan sağlamalıdır; bilgi sahibi olanların, bu bilgilerini paylaşmaları konusunda kendilerinden birşeyler öğrenmek isteyenleri bulmalarına yetki tanımalıdır; halka, yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayabilecek bir imkân olarak, bir konuyu onlara sunmak isteyenler için gereken her türlü olanağı sağlamalıdır.
Allah Teâlâ, ilmi insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısmı cahilleri kendilerine lider edinirler. Onlara birtakım meseleler sorulur; onlar da bilmedikleri her konuda fetva vermeye kalkışırlar. Neticede hem kendileri doğru yoldan çıkar, hem de insanları yoldan çıkarırlar.
Ama şaşmamalıydım; zira insanlar hep boyle idiler. Bir nefeste dost, bir nefeste düşman olmaları için, gururlarina küçük bir iğne değdirmek yeter de artar bile.
Ama insanoğlu, hayvanî atılışlarının esiri olduğu müddetçe, kendini hür saysa da bir köleden farksızdır. Ne tuhaf ki aynı insan, bu hayvanî bağlar yüzünden istiklâl ve hürriyetini kaybettikçe, onu dışta bulacağını zanneder.
Toprağın başına inen kazma darbelerinden şikayete ne hakkı var? Kuyucunun her kazma vuruşu, derinleşen bu çukurdan çıkacak suya zemin hazırlar. Manada vuslat olan bu nimete zahmet denir mi?