Ya Rasûlallah!
Ben Kudüsüm!
Allah’ın dokunulmaz kıldığı
üç hareminden biri.
Yeryüzünün süslerinden bir süsüm,
Kalbinde Mescid-i Aksâ’yı taşıyan.
Sokaklarında Peygamberlerin yürüdüğü,
Güldüğü, ama hep öldürüldüğü şehir!
Bu yüzden uzundur yasım!
İniltilerini duyduğun, derdini
dinlediğin o kütük misali,
Beni de duy, beni de dinle!
Bugün hem garip, hem de mahpusum.
Ebvâ’dan döndüğün günkü gibi öksüz.
Taif’te taşlandığın günkü gibi sahipsiz,
Ebu talip mahallesindeki gibi yalnız,
Tepeden tırnağa pusum!
Mektuplarımı taşımaya kaç kuş yeter?
Satırlarıdaki duyguları hangi kuşun kanadı taşıyabilir?
Sen yine de bekle olur mu?
Bir gün, elbet bir gün gelecek sana haber...
O vakte kadar bekle olur mu?