Anne babaların bir çocukları olurken onunla bir kukla gibi oynamayı sürdürürken kendileri de çocuklaşırlar ; ta ki bu çocuk kendi özbenliğini ortaya koyuncaya değin.
Papalagi “size ışığı getirdim” demişti. Yüreklerimizi alevlendiren, duyularımızı mutluluk ve şükranla dolduran o güzelim ışığı. Işığı bizden önce ele geçirmişti o. Daha en eski atalarımız bile doğmadan önce aydınlıktaydı papalagi. Ama o başkaları aydınlansın diye ışığı elinin ucunda tutuyor. Kendisi, kendi bedeni ise karanlığın içinde.Işığı elinde tuttuğu için,ağzından Tanrı’nın adını düşürmemesine rağmen yüreği Tanrı’nın uzağında.