Gizem Ülker

Gizem Ülker
@Gigiben
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
There are very few people I truly love; There are even fewer people I respect. The more I get to know the world, the more dissatisfied I become; Every day my belief in the inconsistency of human character grows stronger and that even those who seem intelligent and feeling cannot be trusted.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
“Hiçbir şey alçakgönüllü bir görünümden daha yanıltıcı değildir.” dedi Darcy. “Sık sık sadece düşünce dikkatsizliği, bazen de dolaylı bir övünmedir.”
Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle alakalı görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize.

Reader Follow Recommendations

See All
"Fakat kendime güvenim yok." "Neden?" "Benim sanırım kendim diyebileceğim bir şey yok. İşte bu, diyebileceğim bir kişiliğim olmadığı gibi, canlı renklerim de yok. Çıkartıp kendimden verebileceğim tek bir şeyim bile yok. Bu beni çok eskiden beri bunaltan bir sorundu. Kendimi hep içi boş bir kap gibi gördüm. Kap olarak kendime göre bir şekil sahibi olabilirim, ama doğru dürüst bir içerik yok. Kendimi ona uygun bir insan olarak göremiyorum bir türlü. Zaman geçtikçe Sara beni daha yakından tanır ve hayal kırıklığına uğrar, sonra da benden uzaklaşıverir herhalde, böyle düşünüyorum." ... "Diyelim sen gerçekten içi boş bir kapsın. Ne çıkar bundan?" dedi Ely. "Eğer öyle olsa bile, sen çok hoş, insanın yüreğini çelen bir kapsın. Kendisinin ne olduğunu gerçekte hiç kimse bilmez. Sence de öyle değil mi? Öyleyse sen de sonuna kadar, şekli muhteşem bir kap olarak kalırsın. Birilerinin kendini tutamayarak içine bir şeyler koymak isteyeceği, herkesin hoşlanacağı bir kap."
Sayfa 279Kitabı okudu
İnsanların yürekleri arasındaki bağ yalnızca uyum üzerinden oluşmuyordu. Aksine bir yaradan diğerine derin yaralar oluşuyordu. Acı acıyla, kırılganlık kırılganlıkla yürekleri birbirine bağlıyordu. Elemli çığlıklar olmadan suskunluk, kan toprağa akmadan affediş, insanın içini lime lime eden kayıplardan geçmeden kabulleniş mümkün değildi. İşte bu, gerçek uyumun kökünde var olan şeydi.
Sayfa 266Kitabı okudu
Reklam
Reklam
526 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.