“Ardı arkası kesilmeyen savaşlar tüm çağlarda birbirinin benzeri olan, kendine özgü toplumsal koşullara sebebiyet verir. İnsanlar saldırıları savuşturmak için sürekli tetikte yaşar. Otokratların mutlak egemenliği başlar. Yeni olan her şey tehlikeli bir sınır bölgesidir. Yeni gezegenler, faydalanılacak yeni ekonomik alanlar, yeni fikirler veya cihazlar, ziyaretçiler, her şey şüpheyle karşılanır. Feodalizm iyiden iyiye kök salar; bazen politbüro veya benzeri bir yapılanma kisvesine bürünseler de daima mevcuttur. İktidar, kalıtım yoluyla geçer. Güçlülerin kanı egemendir. Servetin dağıtımı Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olan kralların ya da buna denk sıfatlar taşıyan kişilerin tekelindedir. Onlar veraseti kontrol altında tutmak gerektiğini, yoksa güçlerinin azalarak biteceğini bilir.”
“Albay Aureliano Buendia,yıllar sonra idam mangasının karşısına dikildiğinde,babasının onu buzu keşfetmeye götürdüğü o çok uzaklarda kalmış ikindi vaktini anımsayacaktı.”