Gökçe

Yoksulun da bir şekilde yaşaması gerektiğini idrak etmek istemiyorlar.
Sayfa 58
Reklam
Bu insanların hepsine bu dünyada yaşamak öylesine sakin, rahat, temiz, kolay geliyor, hareketlerinde ve çehrelerinde başka bir yaşama karşı öylesine bir kayıtsızlık görülüyor ve kapıcının kenara çekilip onlara eğilerek selam vereceğinden, kapılar açılınca temiz, rahat yataklar ve odalar bulacaklarından , bütün bunların böyle olması gerektiğinden öyle emindiler ki ,buna sonuna kadar hakları olan bu insanlarla ,gezgin, yorgun belki de aç,kendine gülen kalabalıktan utanarak kaçmış şarkıcıyı karşılaştırmadan edemedim... yüreğimin ağır bir taşla edildiğini fark ettim ve bu insanlara karşı tarifsiz bir öfke duydum.
Sayfa 52
Öyleyse neden yaşamın en güzel mutluluklarından biri olan birbirinden keyif almaktan, insandan keyif almaktan kendilerini mahrum ediyorlar?
Sayfa 44

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir oğlu var,yani erkeklerin kadınlara herhangi bir zarar verecek hale gelmeden önce nasıl olduklarını biliyor.
Sayfa 234
Fakat olgunluk kendi deliliğimizi sezme kapasitesiyle, zamanı gelince, hemen gardımızı almak yerine,bunu kabul etme kapasitesiyle başlar.
Sayfa 228
Reklam
Bu nedenle, kiminle evleneceğimizi seçmek tam olarak nasıl bir acıya katlanmak istediğimize karar vermektir.
Sayfa 226
İnsomni,gün ışığında bazı alengirli düşüncelerden dikkatle sakınmasına karşılık zihninin ondan aldığı intikam oluyor.
Sayfa 215
İnsanlar onu ( genelde olduğu gibi) hüsrana uğrattığında buraya saklanıyor, kitaplar ve müzikle teselli buluyor. Kendini koruma ve savunma konusunda tam bir uzman Kirsten, hayatının büyük bölümünü bunun pratiğini yaparak geçirdi.
Sayfa 209
Ayrılık kaygısı (1959) başlıklı muazzam çalışmasında Bowlby , erken yaşlarda aile ortamında yüzüstü bırakılan kişilerin, büyüyüp ilişkilerdeki zorluklarla veya belirsizliklerle karşılaştıklarında genellikle iki tür tepki geliştirdiklerini ileri sürer: Birincisi,korkma, sıkı sıkı sarılma, kontrol etmeye çalışma eğilimi. Bowlby bu örüntüye "kaygılı bağlanma" diyor. İkincisi ise savunmaya yönelik bir geri çekilme manevrası eğilimi. Bunu da "kaçıngan bağlanma" olarak adlandırıyor. Kaygılı kişi partnerini sürekli kontrol etme, kıskançlık patlamaları yaşama ve hayatının çoğunu ilişkilerinin "daha yakın" olmamasına üzülerek geçirme eğilimindedir. Kaçıngan kişi ise nefes alacak bir "alan" ihtiyacından bahseder, kendi başına vakit geçirmekten keyif alır.
Sayfa 204
Bize hâlâ normal gibi gelebilen insanlar henüz tanımadığımız insanlardır. Aşkın en iyi çaresi,bu insanları biraz daha yakından tanımaktır.
Sayfa 190
Reklam
Vakit darlığı, onların bir ayrıcalığı. Bu sayede birbirlerinin gözünde sonsuza dek etkileyici insanlar olarak kalabilirler.
Sayfa 168
Görüp bildikleri sanat onların verdiği mücadeleyi anlayıp yansıtmaktan epey uzak. Daha ziyade, burun buruna geldikleri sıkıntıları hafife almaya veya bunlarla adeta bir çocuk gibi alay etmeye meylediyor. Bu yüzden insanlar, sabırsızlığın verdiği öfkeyle kıvranan bir çocuğa yabancı dil öğretmeye çalışmalarının , sürekli mont düğmesi iliklemelerinin,berelere mukayyet olmalarının, bir evi layıkıyla çekip çevirmelerinin , umutsuzluk anlarını ustalıkla kontrol altına almalarının ve bu mütevazı ama karmaşık hane içi uğraşlarını her gün yeniden hâle yola koymaya yardım etmelerinin aslında ne büyük kahramanlık olduğunu takdir etmiyorlar. Asla dışarıdan fark edilmeyecek veya büyük paralar kazanmayacaklar, içinde yaşadıkları toplulukta belli bir yer edinemeden ölüp gidecekler belki.
Sayfa 157
Fakat partnerimizin bütün gün bürünmek zorunda olduğu,"anne" veya "baba" gibi iffetli ve hayat dolu unvanların ( bazen yanlışlıkla biz bile kendimize böyle hitap ederiz) örneklediği korumacı cinsel kimliğini giderek daha fazla örttükçe ,bu fikir daha önce hiç olmadığı kadar gerilimli hâle gelir.
Sayfa 146
Türümüzün aptallıklarının listelendiği bir katalogda uzun uzun anlatılanları kendi başımıza yeniden keşfetmeye gösterdiğimiz bünyevi bir ilgi nedeniyle,bu aktarımdan sakınırız. Hayatımızın kayda değer bir bölümündeyse , başka insanların bayağı kapsamlı ve ayrıntılı olarak, büyük acılar pahasına çoktan ortaya koyduğu şeyleri kendi başımıza bulmaya çalışarak harcarız.
Sayfa 135
Sonsuz bir fedakarlıkla , küçük insanı bir süreliğine evrenin merkezine yerleştirir - yetişkinlerin dünyasının gerçek boyutunu ve bir tuhaf olan tek başınalığı şaşırarak ve üzülerek kavramak zorunda kalacağı güne kadar ona güç vermek için.
Sayfa 123
12,4bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.