Ben yazarın bir önceki kitabını daha çok beğenmiştim.
O kitap Budist felsefeyle harmanlanmış bir romandı.Hem kurgu hem de aktarmaya çalıştığı felsefeyle ilgili öğretileri keyifliydi.
Bu kitap da onun devam kitabı niteliğinde ,iki güzel öykü anlatıyor ama diğer kitap gibi Budist felsefe öğretisi baskın değil.
Bir de acaba yazar kendi hayatından da bişeyler
eklemiş mi diye merak ettim. Kolay okunan akıcı bir kitap.Ama beni çok tatmin etmedi.
Yıllarca “Ahmet Ümit ne yazsa okurum “ derdim hep.Ama açıkçası son yıllarda artık okumamaya karar verdim.
Bu kitabı gerçekten merak etmiştim,maalesef benim için tam bir hayal kırıklığı.
Bir kere hiç heyecanlı değil 300. sayfaya kadar sıkılarak okudum.Ordan sonra bir nebze hareketlendi kitap.Lakin son derece basit bir kurgu .Dümdüz bir mantık yürütme.Velhasıl tatsız tuzsuz bir kitap. Tek artısı okuyacak olan ortaokul ve lise öğrencilerinde biraz arkeoloji ve tarih merakı uyandırabilmesi umudu.