Üç şeyden oluşuyorsun: Beden, soluk ve zihin. Bunların ilk ikisi onlarla ilgilendiğin sürece senindir, fakat üçüncüsü yalnızca senin yönetimindedir. Eğer başka insanların yaptıklarını ve söylediklerini, senin geçmişte yaptığın ve söylediğin her şeyi, gelecekte rahatsız olabileceğin her şeyi, seni saran bedeninle istemsizce, doğuştan birleşen soluğunu, dışında dönüp duran girdabı zihninden uzaklaştırırsan, yazgının elinden kurtulan zihnin arınmış ve bağımsız bir şekilde yaşamını sürdürecek güce sahip olur. Adil olanı yaparak, başımıza gelenleri kabullenerek, doğruları söyleyerek, yönetici ilkeni kendinden, yani bedenin ve onun duygularından, gelecek ve geçmişteki şeylerden ayırabilirsen ve Empedokles'in dediği gibi, " Yalnızlığından keyif alan, dairesel bir küre " olabilirsen, yalnızca sana ait olan hayatı, şimdiki zamanı yaşamayı alışkanlık edinirsen, en azından kalan günlerini dingin, asil ve tanrısal parçanla barışık geçirebilirsin.
Seni rahatsız eden ardından gittiğin veya kaçtıkların değil; onlar seni bulamaz, sen kendini onların peşinden götürürsün. Onlar hakkındaki yargılarında ihtiyatlı olursan yerlerinden kıpırdamazlar ve sen de peşlerine düşen ya da kaçan biri gibi görünmezsin.
Nice insan adını dahi bilmiyor, bir o kadarı da adını çarçabuk unutacak, nicesi seni övüyor ve aynı şekilde nicesi kısa süre sonra sana lanetler yağdıracak. Hatıranın, ününün ve diğer meziyetlerinin hiçbiri değerli değil.
Birilerinin senin hakkında kötü konuştuğunu sana bildirmiş olabilirler fakat bundan zarar gördüğünü bildirmediler. Çocuğumun hasta olduğunu görüyorum ama tehlikede olduğunu görmüyorum. Bu yüzden daima ilk izlenimlere bağlı kal ve onlara kendinden bir şey katma; böyle yaparsan başına hiçbir şey gelmez.
Dışarıdan bir etki ile başına bir şey geldiği için üzülüyorsan, aslında üzüldüğün şey o değil, ona dair yargındır ve bu yargıyı da ortadan kaldırabilirsin.