Gülay Kömür
@Gulaykmr
"Sen yarini bi-haber mi sandın
Yoksa seni terk eder mi sandın"
Şeyh Galib (Hüsn-ü Aşk)
1991
21 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Gülay Kömür tekrar paylaştı.
Suizan etmek ya da niyet okumak ilişkilerin en belalı zehirli sarmaşığı. Karşınızdakini ne kadar iyi tanıyor olursanız olun, kalbinden geçenleri net olarak bilmenize imkân yoktur.
Yaşanılan kötü olayları sadece siz yaşamıyorsunuz. Herkesin kendine göre yaşadığı bir acısı ve kaybı var. Kötü olaylar karşısında dimdik durmanın en kolay yolu hayallerinize odaklanmaktır...
Bir çocuk, büyüklerin foyasının meydana çıktığını görünce, onların ilâhi bir zekâsı olmadığını, kararlarında her zaman isabet etmediklerini, düşüncelerinde yanılıp hükümlerinde haksızlık ettiklerini öğrenince, içinde bulunduğu dünya birdenbire çöküverir. Tanıdığı şeyler devrilir, güveneceği bir şey kalmaz. Tapınılan şeyler bir kere devrildiler mi tam devrilirler, bin parça olurlar. Parçaları toplayıp yeniden bir araya getirmek zor iştir: Ne yapsanız eski parlaklıklarını veremezsiniz. Çocuğun dünyası, imkânı yok, bir daha eski şeklini alamaz, bir yanı boş kalır. Ondan sonra hep acı içinde büyür.
Adam babasının foyasının meydana çıktığını gördü. Birdenbire, sanki beyninde bir düğmeye basılmış da bir kapı açılmış gibi, babasının büyük bir adam olmadığını anladı. Babası -iradesi pek kuvvetliydi- kendisini bir tek şeye bağlayabilmişti, ama hakikatte, kocaman bir kalpak altında ufacık bir adamdan ibaretti.
Sayfa 21
Okur Takip Önerileri
Unutma ki sen hala bir insansın. Yani profesyonelce yalan söyleyebilen, kendini ispat etmeye çalışan, sürekli ukalalık yapan ve her şeyi yanlış bilen o garip şeysin...
Sayfa 27
Hani diyor ya bir şair masumiyetimi ıspatlayamam gömleğim önden yırtıldı... :(
"Hemân ağlayı geldim âleme ağlayı gittim ben
San ol nilüferim kim suda bittim suda yittim ben"
...
Sayfa 9
Gülay Kömür tekrar paylaştı.
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kafi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek (maddi veya manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu…
Dilara Dilemma ve ben birbirimize göre değiliz. Bunu o da biliyor. İkimiz de kendimize uygun biriyle karşılaşma konusunda ümitsiziz. Biz bu çağın fiyakalı kaybedenleriyiz.
Baba olmak istediğimden emin değildim belki, fakat böyle bir çocuk istemediğimden emindim. Öz annesi ve babası ne âlemdeydi acaba? Bu çocuğu terk mi etmişlerdi, yoksa ondan kaçmışlar mıydı? Hayat çok acayipti. Bir albinoya soyadımı verme fikrinin beni sersemlettiği o günden sadece beş sene sonra, bir başka albinoya hem adımı hem de soyadımı verecektim!
Akıllı damat, ilk evliliğini 80 yaşında yapan kişidir. O zamanlar bende akıl yoktu; ehven bir fikir gibi görünmüştü...