Güven
@Guven58
Eğitimci
Eğitmen /mindfulness
Lisans
201 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Geçenlerde bir kitapta okumuştum, eski dönem kölecilik anlayışının yerini, mordern kölecilik anlayışına nasıl dönüştüğünü. Artık günümüzde köle pazarları ve buralarda satılan insanlar yok ama aldığı bir ev, araba, yazlık, vs uğruna köle hayatına dönüşen yaşamlarımız var. Ömür yeter ise alınanların borçları ödeme ile geçip gidiyor ve farkına varamıyoruz.Bu bizlerin özgürlüğünü kısıtlıyor ve adeta farkında olmadan köleleştiriyor. Uğruna köle olduğumuz metafor farlı ama değişmeyen tek şey yine kölelik....
Bir nehirde iki balık kavga ediyorsa buradan kesinlikle İngilizler geçmiştir.
Gandi.
öyle bir devlet düşünün ki;Dünyanın yarısı o devletin ismini kullanmadan tarih yazamıyor.
Osmanlı Devleti
Okur Takip Önerileri
Kendinizi başkalarına anlatmayın sizi sevenlerin buna ihtiyacı yoktur. Sizi sevmeyen de buna inanmayacak tır.
Bir insan için en zor olan şey, her gün insan kalmaktır.
Cengiz Aytmatov
Yalnızlık Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin, Su olsan kimse içmez, Ölür de susundan Yol olsan kimse geçmez, Sarp kayalara uğratır da yolunu Elin adamı ne anlar senden? Çıkarsın dağ başına, Bir ağaç bulursun Tellersin pullarsın Gelin eylersin. Bir de bulutları görürsün, bir de bulutları görürsün Köpürmüş gelen bulutları Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı
Yaşar Kemal
Kişisel tercihlerimizi mecburi seçimler gibi gösterip, Menfatimize göre göre yaşayıp, kişisel çıkarlarımıza göre karar veriyoruz.
Gamsız hayat, herkese başka sunar garip oyunlarını
Gamsız hayat, herkese başka kurar kahpe tuzaklarını
Gamsız hayat, herkese başka sorar geçmiş hesaplarını
Gamsız hayat, herkesi başka yorar görmez gözünün yaşını
Hep karşımızdaki insanın değişmesini isteriz, ben değil o değişsin deriz ama biz değişirsek o değişir.
Her gözyaşının ayrı bir anlamı vardı. Her damlanın hangi zamanda, hangi mekânda, hangi kişiyle paylaşıldığı önemliydi. Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu! Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman, hep ayrı manaları vardı. Gözyaşları gizli duyguları açığa vuran mektuplar gibiydi.
İskender Pala
Sarıkamış cephesi, Enver Paşa, Hafız hakkı Paşa ile ilgili fikirlerinizi yorum kısmına bekliyorum.
Kitaplardan alıntı paylaşırken yazarın kendi düşüncesi veya analizidir. Bazen katılır bazen katılmaya biliriz.Ancak belgeli ve güvenilir kaynaklara dayanan bilgileri bizim dünya görüşümüze ters diye eleştirmek yanlış, farklı düşüncelere katılmasak bile sayı duymalıyız herkesin bizim gibi olmasını beklemek yanlıştır.
Bir çiviyi çakar gibi
Vura vura günlere
Dört nala gidiyoruz
Bizi bekleyen yere
Halimize şükran mı isyan mı etmeli
Bütün ömür bir rüyaysa uyanıp kalkmamalı mı
İşte geldik gidiyoruz
Bilinmez bir diyara
Eskiden karpuz idik şimdi döndük biz hıyara
Bir ayvayı dişler gibi
Isır ısır ömrümüzü
Bir girdapta dönüyoruz
Yaşamadan günümüzü
Deli gibi kutluyoruz yılbaşı doğum günümüzü
Doğumada ölümede
Çiçekler yolluyoruz
Sevince de kedere de
Doğumada ölümede çiçekler yolluyoruz