Elimde olmadan kendime insanın arzularının bir sınırı var mıdır? diye soruyordum. İnsan, benimki gibi büyük bir arzusu bile yerine gelince hemen daha fazlasını istemeye yelteniyordu.
Biz gördüğümüze değil, duyduğumuza inanırız, çünkü bizim hayatımızın da kendine özgü bir inancı vardır. İnsan yavaş yavaş tüketir karşısındakinin yüreğini, bedenini, güzelliğini.