"Yazarlar vardır, zaman içinde ürünleriyle yarattıkları evrensellik, hangi ırktan geldikleri, nerenin vatandaşı oldukları gibi sorunları önemsiz kılar. Kitabın yazarı Elias Canetti'de bu yazarlardan biridir. " ifadesiyle etkisi altına alan, kitabın ilk 1935 yılında basıldığı ülkemizde çevrilmesinde en önemli katkıyı sağlayan ve kitabı çevirmene ilk tanıştıran kişinin Oğuz Atay olduğu bilgisi ile devam eden bir önsöz ile giriş ve günümüzde dünya edebiyatının baş eserleri arasında olduğu tartışmasız bilgisi ile , daha okumadan beğendim ben bu kitabı duygusu yaratan bir kitap oldu. Yazarın 26 yaşında böyle bir roman yazması da cabası oldu.
Kitabın bölümleri;
1. Dünyasız Bir Kafa
2. Kafasız Bir Dünya
3. Kafadaki Dünya oldukça ilginç değil mi?
İşte hepsi bu kadar...
Kitaptan ben ne aldım'a gelince, Toplumun birey üzerindeki etkisi, Aydınların her şeyi ben bilirim halleri ve ortaya çıkan halsizlikleri, Gerçeklikten kopma, Sanılar, Körleşme, Her şeyi bilen adam handikapı, Kendi bedeninde kilitli kalmak, Çevreye yabancılaşma, Kendine yabancılaşma...
Haa bir de bu kadar mı kadınlar sevilmez...
Kitaba övgü çok, ama bence çok da şey etmemek lazım dicem de bana mı yazık olur kitaba mı karar veremedim. Ben neyi kaçırdım? Ama kesin konu çok sünmüş, sıkıldım doğrusu... Tamam ben de kitapları çok severim de eee bu kadarı hastalık...
Bana hatırlattığı kitaplar; Kağıt Ev, Fahrenhayt 451, Satranç, Körlük...
