Köroğlu, Karacaoğlan ve Alageyik adlı üç efsanenin Yaşar Kemal’in o yer yer ince yer yer de insanı bir efe gibi coşkuya kaptıran güzel üslubu ile yeniden dirilmesi. Birbirinden güzel bu üç efsaneyi belki duymayan kalmamıştır ama Yaşar Kemal öyle bir edebi dil ile inşa etmiş ki efsaneleri sanki yeni ortaya çıkmış gibi. İçinde aşkın, umudun, haykırışın, ölümün, avının, toplumsal hicvin, saflığın ve edebiyatın bol bol yer aldığı güzel bir kitap. Okurken Köroğlu gibi öç almaya, Karacaoğlan gibi nam salmaya Halil ve Zeynep gibi Sevda uğruna ölümü göze almaya siz de kendinizi adayacaksınız.
Esilos, M.Ö. 500’lü yıllarda yaşamış Antik Yunan sanatçısı, tiyatro yazarı. Prometheus da efsanevi bir kişilik bir bakıma. Zevkle okunan, heyecan ve gerilimi bir arada sunan güzel bir trajedi. Titan soyundan gelen Prometheus, hükümranlığı elde etmesi için Zeus’a yardım eder, ne ki sonra devrim niteliğinde bir adım atar. Oyunlar kurarak ölümsüz tanrılardan ateşi (bilinci, yaşamı) çalarak, ölümlü insanlara armağan eder. Tahtı sallanan Zeus, öfkelenir ve bir bakıma Prometheus’ı doğduğuna pişman etmek ister. Onu aldırır, bir dağın tepesine götürtür. Zincirlere vurdurur. Her gün bir kartal gelir ciğerinden parça koparır, kopardıkça ciğer yeniden büyür. Bu döngü devam eder. Acı artar, eksilmez. Bu niteliğiyle Prometheus bir devrimci, bir asidir. Bütün işkencelere rağmen vazgeçmez ülküsünden. İnsanlığa adanan bir Titan olur. Çevirmenlerin de hakkını vermek gerek. Enfes bir dil, güzel bir kitap. Tavsiye edilir.