Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri sükunetle kabul etme lütfunu bahşet, değiştirmem gereken şeyleri değiştirmek için cesaret ve ikisi arasındaki ayrımı yapabilmek için bilgelik ver.
Tevrat’ın tekvin bölümünün sekizinci kısmında anlatılan hikayeye göre, Hazreti Yakup bir akşam çölde bir adamla karşılaşır ve sebepsiz yere güreşe tutuşurlar. Bu güreş sabahtan tan yeri ağarıncaya dek sürer, ama bir türlü iki tarafta birbirini alt edemez. Hazreti Yakup “bırak beni gideyim” der, karşısındaki kişi ise “hayır, bırakmam” cevabını verir. Bunun üzerine adam kendisine adını sorar ve senin adın bundan sonra Yakup değil, İsrail. Çünkü sen Tanrı ve insanlarla güreştin, mücadele ettin der. Tevrat’ın verdiği yoruma göre İsrail “Tanrıyla güreşen” demektir. Hazreti Yakup daha sonra bu yerin adını “Tanrının yüzünü gördüm” anlamına gelen “Penuel” olarak belirler.
Sen Muhibbî olasın sende mahabbet bu mıdur
Mustafa gibi ciger-kûşene şefkat bu mıdur
Âl ile kıydun ana kanı hakikat bu mıdur
Kavl-i düşman sana kâr itdi meveddet bu mıdur
Yok yire kan idesin ya’ni hilafet bu mıdur
Fatih Sultan Mehmed’e takdim edilmiş bir eser olup Fatih gibi sert bir mizaçlı sultana takdim edilmiş olmasına rağmen Kritovulos çoğu şeyi eserinde açıkça dile getirmiş. Zaten eserini yazarken tarafsız bir şekilde doğruları yazacağına dair okuyuculara söz veriyor. İstanbul kuşatmasını ve fethini de çok güzel bir şekilde anlatmış. Kitabı herkese tavsiye ederim. Fatih kitabı okurken ne hissetti ve ne düşündü acaba? Kitabı okurken bu hususu çokça merak ettim.