Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasan Metin

Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için tek çare kendi dünyamıza çekilmek.
Reklam
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Çevrende öteye beriye koşuşan, kendilerini paralayan sürüyle insan görüyorsun. Nereden bileceksin, belki birer düştür hepsi. Belki gerçek tek insan, tek olay yoktur? Birden uyanacaksın uykudan, her şey yitip gidecek.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Benim mantığıma göre, başkalarına kendisinin onurlu, dürüst olmalarını öğütleyen bir insanın, önce kendisinin onurlu, dürüst olması gerekir. İşte budur benim mantığım. Yanlış olsa da umurumda değil. Böyle olmasını istiyorum, böyle olacak da.
Akrabalar arasında zorunlu bir sevgi bağı vardır. Oysa sevginin hak edilmesi gerekir. İşte bu yüzden akrabalar arasındaki sevgi bu bakımdan iğrençtir.
Reklam
Çok kin güden, öç alma duygularıyla yanan biri de değildim; ama o kötü duyguları kovmaya gücüm yetmiyordu işte
kimSin.. Biri, dünyayı sever; sefalı günde, Biri, camiye gider; başı önünde. Biri, paraya tapar; yüceltir onu, Biri, gönüler yapar; bulur yolunu. Biri, 'benim' zanneder; kimseye vermez, Biri, ben de varım der; vermeden durmaz. Biri, hakkım' diyerek; incitir, kırar, Biri, Hakk'ın diyerek; gönlünü sorar. Biri, 'ben'im diyerek; kibirle yürür, Biri, Rabbim diyerek; haddini bilir. Biri, açar sIrrinı; bir paha etmez, Biri, yakar bağrını; sırrı tüketmez. Biri, sağır kesilir; bağırsan bakmaz, Biri, kalbiyle gelir; sussan bırakmaz. Biri, yanından kaçar; derdini bilse, Biri, canından geçer; elinden gelse. Biri, yese de doymaz; "Başka yok mu?" der, Biri, kendini saymaz; "Komşum tok mu?" der. Biri, kendi kârınca; bir dini yaşar, Biri, secdeye varır; kendini aşar.
nezaket
Ah nezaket! Hangi kuytulardasın, Hangi taşın altında, Hangi dağın başında? Ruhun mu unutuldu, anlamin mı daraldı? Miadın mı tükendi, adın mı yasaklandı? Çağa mi uymuyorsun, cebe mi siğmıyorsun? Merakımı mazur gör! Hiç ortalarda yoksun!
ister ekmek teknesi, ister komşunun tası, Beşikte bebek olsun ya da genci-yaşlısı, Kime ihanet etsen, yoktur sana faydası, Kazandım zannettiğin, kaybetmenin başıdır.
Şiir
AŞK-I İLAHİ Anda değil O'ndadır aşk, bütün O'nu hatırlatır. Tende değil cândadır aşk, ruha işler satır satır. Var'i yoklukta arama, fânide bulunmaz ama; Yâr'da değil Var'dadır aşk, mevcudiyet Rahmân'dadır.
Reklam
Fudayl (rehimehullahu) der ki, «sana, Allah'ı seviyor musun, diye sordukları zaman, sus. cevap verme. Çünkü eğer, hayır, diyecek olsan imandan çıkarsın, buna karşılık, evet, diyecek olsan ve Allah'ı sevenlere yakışmayacak tavsif de bulunsan Allah'ın gazabından kork.» Süfyan (rehimehullahu) der ki. «Allah'ı sevenleri seven kimse as-lında Allah'ı seviyor demektir. Allah'a ikram eden kimselere ikram eden kimse, aslında Allah'a ikram ediyor demektir.»
Ahmed ül-Hıvarî (rehimehullahu) der ki, «sünnete uymaksızın işlenen her amel batıldır. Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.) şöyle buyurur: Şiratül islâmda bildirilmiştir. — Sünnetimi yozlaştıranlar şefaatimden mahrum kalırlar.»
Anlatıldığına göre münafık ve cimri bir adam varmış, karısına hiç kimseye sadaka vermeyeceğine dair yemin verdirmiş, aksi halde boşa-yacağını söylemiş. Günün birinde kapıya bir dilenci gelmiş ve «ey hane halkı! Allah hakkı için bana bir şey verir misiniz,» diye seslenmiş, kadın da dilenciye üç çörek vermiş, dilenci yolda münafıkla karşılaşmış, adam «bu çörekleri sana kim verdi » diye sormuş, dilenci de «işte şu evin hanımı» diye cevap vermiş, dilencinin tarif ettiği ev, kendi eviymiş. Münafık koca öfke ile eve girmiş ve karısına sen «hiç kimseye bir şey vermeyesin diye yemin etmedin mi» diye bağırmış. Kadın «Allah için verdim» diye cevap vermiş. Adam kalkmış, tandırı yakmış ve tam kızınca karısına «kalk, kendini Allah için şu tandıra at bakalım» diye emretmiş. Kadın kalkmış ziynetlerini almış Münafık ziynetlerini bırak» diye bağırmış, kadın «seven sevgi-lisi için süslenir, ben sevgilimi ziyaret etmeye gidiyorum» diyerek yeni elbiselerini giymiş olarak kendini kızgın tandıra atmış, adam da kapağını kapatarak oradan uzaklaşmış. Aradan üç günün geçmesi üzerine münafık, tandırın başına gelmiş kapağını kaldırınca kadının Allah'ın izni ile yanmadan içerde sapasağlam durduğunu görerek şaşkına dönmüş, o sırada gizliden kulağına şöyle bir ses gelmiş, «ateşin sevdiklerimizi yakmadığını bilmiyor muydun?»
Şeyhlerden birine «Allah'ı seven nasıl olur, alâmetleri nelerdir» diye sormuşlar, şu cevabı vermiş: «İnsanlarla az münasebet kurar, zamanının çoğunu kendisi ile başbaşa geçirir, devamlı düşünme halindedir, çok az konuşur, bakar fakat görmez, çağrıldığında duymaz, kendisine söyleneni anlamaz, başına gelen belâya üzülmez, acıktığını hissetmez, vücudunun bir yeri çıplak kalsa farkına varmaz, kendisine ağır söz söy-lense korkmaz.
Söylendiğine göre «aşk» perdeyi yırtmak ve sırları keşfetmektir. «Vecd» hali ise zikrin lezzetine varıldığı anda ruhun, arzunun taşkınlığına katlanamamasıdır, öyle ki, bu hali yaşayan kimsenin azalarından biri kesilse hiç bir şey duymaz.
1.935 öğeden 1.546 ile 1.560 arasındakiler gösteriliyor.