Dava bu dünyada zamanı yenmenin ferdi ve içtimal rejimini bulmaktadır; dünya ile ahiretten herbiri ötekine yol vericidir. Birbiriyle kademelidir ve gerisi lâf ile güzaftan başka bir şey değildir.
Evet inkılap...
İnkılap derin ve gerçek mümin nazarında, şeriatın bâtınına ilişik bir farz, bir borç ... Asıl inkılap, olanca hakikâtiyle inkılap, zaten İslam'la gelmiştir.
İnsan kaybettiğini bulur, bizler O'nu kaybetmedik ki! Zira O ki kaybolmayandır. Ne yana baksak O'nu görürüz, ne söylesek O'nu söyler, ne işitsek O'nu işitiriz. Lakin yaşamak gözlerini kör, kulaklarını sağır eder insanın.
Gördüğüne bakamaz, baktığını bilemez, bildiğine gidemez. İşte biz dahi dünya ile ne denli boyamışsak gözlerimizi apaçık olanı
göremeyiz.
Evvela kendimize dönmeli, kendimizi bilmeliyiz. O vakit görürüz ki düşman kendi içimizde ve o ölmeden gözlerimiz den perde, kulaklarımızdan sesler ve gönlümüzden mühür kalkmayacaktır. Amma ki illa maksat bulmaksa O'nu o vakit aramak gerek. Bulana kadar değil, ölene kadar aramak gerek.