Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya
"Ben söyledikten sonra ne anlamı var. Kendisinin düşünmesi lazım" deyip BILMECEVARİ gitmek yerine beklentilerimizi güzelce ifade etmekten çekinmeyelim. Hayat zaten yeterince zor neden daha karmaşık hale getirmeye çalışıyoruz ki !..
Yağmurlar dinmeden gel
Tükenmeden dermanım
Sen gelirsen çiçeklenir
Dört bir yanım
Rüzgarlar dönmeden gel
Yazılmadan fermanım
Yıllardır hasretinle
Turtuşur kanım
Ay karanlık olmadan gel
Karanfiller solmadan
Denizlerim durulmuyor
Sen olmadan
Sen uyurken
Hasretin dökülür
Gecelerden sokaklara
Gelir yüreğime çöker
Her gün başka bir pencerede
Sensizliğim yollarına bakar
Ve boynunu büker
Ben bir tek kadın sevdim
O da sensin, o da sensin
Ben bir tek sende yandım
Alevlendim, delilendim
Ben bu sevdayı
Yemin bildim, söz bildim
Ben bu sevdayı kutsal bildim...🎶
youtu.be/5Dwjvq_IM3g
Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız.