Mehmet Eroğlu ’nun ilk derste verdiği ödevdi. Bu dersi alali çok zaman oldu. Haliyle bu kitabı okumuş olmamın üstünden de çok zaman geçti. Geçenlerde kütüphanemi toparlarken tekrar elime geldi. Aldığım notlara göz gezdirdim ve kitabı tekrar okumaya karar verdim.
Bu kitabın bende yer edeceğine hiç düşünmemiştim. Aslında varoluşçuluğu anlatan romanlardan biriydi. Tıpkı
Fyodor Dostoyevski gibi.. Neden bende farklı bir yerinin olduğuna şaşırıyorum..?
Dino Buzzati Romanda kendini çöle hapsetmiş ve çöle hapsedenleri anlatıyor. Mehmet Eroğlu’nun dediği gibi yazar kahramanın kaderine daha ilk cümlesinde çatıyor.
Roman boyunca umut, umutsuzluk, bekleyiş, tekrar ve ölüm düşünceleri üzerine düşünüyorsunuz. Olumsuz duygularlan kurtulmak için ne yaparsın? Bununla ilgili düşüncelere edebiyat sayesinde bir cevap arıyorsun veya buluyorsun.
Ama bir beklediğiniz varsa genellikle gelmez. Beklemek çünkü, bir olmazı oldurmayı umanların safdilliğidir. Gelecekler zaten kalbinizi yormadan
gelir. Bekletmek, gelmeyeceklerin işidir. Bu yüzden en çok gelmeyecek olanlar beklenir.