Mir'at-ı Cünun
@Hcrt
Tarih meraklısı ilahiyatçı
Insan kalbinin derinliklerinde gizlidir
Hicret
Nosce te ipsum
9498 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Bu kitap 
Sembolik Formlar Felsefesi 1 - Dil, 
Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme, 
Sembolik Formlar Felsefesi 3 Almanca olan eserinin özeti olarak İngilizce yazıyor Cassier. Eğer Cassier hakkında birazcık bilgisi olan varsa bilirler ki Hamburg Üniversitesi'nde Felsefe bölüm başkanı olan Yahudi iken. Holocaust döneminde İngiltere'ye sığınmış ve İngilizler Cassier'i Cassier yapan 3 ciltlik eseri İngilizce yazmasını istemişler. Cassier çok uzun sürede yazdığı bu eserleri tekrardan yazmayı gözü yemediğinden bu küçük özet niteliğinde olan eseri yazmış. Üç ciltlik 1300 sayfayı aşan eser için kendisi Kültür Felsefi adını vermiş. Ama ben bu ismin eksik olduğu düşüncesindeyim okumam 2 ayı almıştı. Özet daha ağır denir ama artık katılmıyorum bu eseri okuyunca düşüncem değişti. Bu eser o açıklamalı eserlerden daha hafifti.
Eseri özetlemeye başlarsak insanın düşünsel gelişim çağını özetlemek durumunda kalırım. Bu da en az bir 50 sayfa yazı yazamam bu yüzden.
Kitap insanı insan yapan dil, mitik düşünce ve bilimsel düşünce evrelerini 3 ayrı cildin özeti olarak anlatıyor. Bu bilimsel düşünme Batı tarzı düşünme olarak ele aldığı için Rönesans ile başlatmış.
Okur Takip Önerileri
Aslında inceleme yazmaya hiç niyetimde yoktu ama uyku gelmeyince oluyor işte.
Bu kitap18. Y.y sonlarında Istanbul'a gelen ilk kadın seyyahlardan 
Elisabeth Craven Istanbul(Yunanisan Bölgesi ve Anadolu'da gezmiş olsada Istanbul başkent olduğu için kullandım) anılarından olusuyor. Yazar Istanbul'a 1786 Nisan sonunda gelmiş ve Temmuz başında gitmiş.( O dönem
Son Rönesanscı Eco
Umberto Eco artık onun hakkında düşüncelerim şekillendi. Bir kalıbın içine sigdiramiyorum diyordum. Simdi öyle bir kalıp var kafamda Postmodernizmle savaşan son Rönesans insanı. Bu kanıya varmamda en büyük etki okumayı düşündüğüm ama her gün bir bölüm okuduğum(Kitabı yarıladım hâlâ düşünüyorum ) 
Budalalıktan Deliliğe (Bence Eco'yu en iyi tanıtan eser) kitabının etkisi büyük olsa da bu kitap ve 
Foucault Sarkacı'nin da etkisi yadsınamaz.
Kitap bir mektupla başlıyor ve bu mektup üzerine roman yazılıyor Roberto'nun bir teknedeki gözünün önüne gelen bir savas, kendini sorgulama, kitabın sonuna dogru ömrün sonunu düşünme diyebilirim kabataslak özet olarak. Insan issiz bir yerde yalniz kalinca geçmişi sorgular(Bu durumda olanı Eco gibi bir Entelektüel birisi yaparsa iste o zaman bambaşka bir coğrafya doğar kitabın içinden) ve kurtuluş yolu arar, iste bu kitapta bunu anlatıyor. Bir yandan kurtuluş yolu ararken Aristo, Batlamyus vb isimler ile karşılaştırıyor sizi.
O aralık Rönesans entelektüelleri gibi bilim, felsefe ve teoliji ile dolu dolu bir kitap. Kitabın dili biraz ağır Eco'nun en ağır iki kitabindan ikincisi bence (En ağırı Foucault Sarkacı). Ama Eco'nun(50 bin kitaplık kutuphanesi olduğunu söylüyor, ve kitapları nasıl elde ettiğini hatırladığını da ekliyor) kutuphanesinden faydalanmak isteyen için bir fırsat.
