Ludwig Wittgenstein'ın "dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır" dediği maksim burada devreye giriyor ve zihinde yer alan, insanın özünde kendine yer edinmiş ve onun varlığına kazınmış bilgi, bu yönüyle hurufat, ilkin dil ve konuşma olarak kendine bir yol bulsa da şifahi dönemlerden yazılı dönemlere evrilerek kültürün, medeniyetin, uygarlıkların yolunu açıyor demektir.