Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

HümeyrAişe

HümeyrAişe
@Humiyrayse
Sözün,ilimden çok olduğu bir âleme geçiş yaptık,gelin bu âlemi geriye saralım efendim… … Yeniden.. … instagram.com/aisegulclk?igsh... youtu.be/dvNk8PStZFs kanalım :)
Bir gün; gönlümdeki derdi, kederi, yorgunluğu kapı dışarı edeceğim azizim. O gün, gönlümün tokmağını "Kavuşmak" çalacak... Çünkü ben sabırla gül gibi yetiştiririm umudu..
Reklam
Eşyayı dahi incitme.' diyen medeniyetin mensuplarıyız." dedi İbrahim tenekeci. “ Su içtikleri bardağı öpen mevlevileri düşünün. Ormana girerken, genç ağaçları korkutmamak için baltanın sapını bezle saran tahtacıları. Şimdi ise birbirlerinin küçük bir hatasını bekleyen ne çok insan var.."
Küçük kızım
Dizimde dinlendiremem ruhunu ancak bir kelâmın gönlüme değdiği ve din'lendiğim çok olmuştur. Küçük kızım, Gönlünü böylesi dağıttığından mıdır bilmem bu yorgunluğun sebebi. Daha ne kadar hırpalayacaksın ruhunu? Çiçeğini olmayacak topraklara ekip açmadığında kırılıyorsun. Vazgeçme çiçek olmaktan ancak ısrarla yabancı topraklara da gömme ruhunu. Toprak ol kızım, bağrında güller yetiştiren toprak ol. Hikayende karşılık gördüğün sayfalar da gelecek elbet, sabırla bekle. Vakti geldiğinde Rabbin sana lütufta bulunacak ve sen de memnun olacaksın :)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
KARDEŞİM diyor sana üstadın…
Kendi içinde hep bir firarîsin. Biliyorsun, için dışına çevrilse, Hazreti Eyüp'ten daha yaralı olduğunu. Kalbini yarsalar "el firak" diye kanayacağını biliyorsun. Eline dikenler batıyor koparmak için uzandığın güllerden. Fani mahbubların alaka-yı kalbe değmediğini ağır bedeller ödeyerek öğreniyorsun. Seni kuyuya atanlar kendi
1 soru 1 cevap
Beni bu bunalımdan kim kurtaracak? Vakit gece yarısını geçti. Pencerem açık. Uzaklardan hüzün dolu bir şarkı sesi geliyor. İçimde tanımlanamaz bir daralma var. Bir el kalbimi sıkıyor sanki. Ruhum kabına sığmıyor bu gece. Oda, ev, şehir, dünya, evren dar geliyor bana. Bir yolculuk etmek, buralardan, kendimden, her şeyden uzaklaşmak, bir yerlere
Reklam
Doldur şarabını kadehime ey Sevgili, Dile acı, kalbe şifa o şaraptan doldur, Sen ki, cennet ırmaklarına sahip bir Sâki, Kırık kadehime ne doldurursan sürûrdur.. Sensiz imkansız, ıslanmaz bu kuru dudaklar, Meyhaneler de dolaşsam bulunmaz şaraplar, Ne mümkün, ayılmanın kendisi sarhoşluklar, Ah deryalar dolsa kadehime, Sensiz boştur..
Bir kez daha şükretmenin verdiği hâz ile rabbimin sanatkarının ne kadar yüce bir makamda olduğunu anladım ve sükut ettim. Ben günlerdir basit bir ahşap boyamayla günlerimi harcarken rabbimin sadece yarattığı bir şeye ol demesi ama o yarattığı sanata mücizeler ve nizamlar oluşturması ne büyük bir sanat. Anlayana ve akledene nice hikmetler saklıdır ama bazı kör olasıca gözler sadece zahire aldandı belki de onu da inkar etti 🥀
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardında sen ben dedikodusu var amma… Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun Dünya esen yel üstüne kuruldu.. Varlığımız iki yokluk arasındadır Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin Medresede söz vardır tekkede de hal Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak Yarını düşünmen beyhude bir heves Bir çok kişiden arda kalanlar Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin.. Geceniz mübârek olsun..
Eski bir insan olmak istedim hep, istiyorum da hâlâ. Lakin böyle ingiliz eskisi değil, modern antika falan öyle de değil, bizatihi bizim eskimizden. Eski bir insan işte. Ne varsa eski, nesi varsa eski. Ruhuyla, kıyafetiyle, inancıyla, teslimiyetiyle, sabrıyla, zerafetiyle, kelâmıyla, sükûtuyla eski bir insan. Naftalin kokulu bir ömür geçirmek
İnsan düşerken bile tutunacak bir dal istiyor. Takılı kalıp hızını kesecek bir an. Ben buradan atlarken düştüm sananlar oldu. Zaten kafası güzeldi, çok sarktı dediler arkamdan. Ayağı kaydı diyenler oldu. Bağırdım aslında. Hâl dili ile, ben dedim, düşmedim bir uçurumdan; kandırılmadım, bağlanmadı gözlerim. Ben sarhoş değildim (Hem sarhoş olsam,
Reklam
Ara sıra bir kenara çekilip, “Sıramı savıp bu dünyadan gittiğimde, kalanlar beni neyle hatırlayacaklar?” diye düşünmeli insan. Kim bilir belki o zaman, içine düştüğü bu hikayesizlik kuyusundan çıkabilsin diye kendine bir ip uzatabilir...” diye yazmış Gökhan Özcan. Kış gelir baharı hatırlarız, kuş ölür uçuşu hatırlarız... Peki ama bizim de insanların kalbine bahar olmuşluğumuz, ne bileyim uçmak için kanat gerektirmeyen sevinçler yaşatmışlığımız var mı? Bazı şeylere geç kalmış olmak canımı acıtıyor düşündükçe, sonra en acı olanın hayata geç kalmak olduğunu anlıyorum. Bahar gelip gidecek ben hiç görmeden hayatım sonbaharda donup öylece kalacakmış gibi, öylesine tuhaf bir telaş ve garip bir hüzün. Sonra daha acısını anımsıyorum, ya bana daima tam vaktinde yetişen, tam vaktinde elimi tutan, düştüğümde kaldıran, yaralarıma şifa olana geç kalırsam... Herşeyin bir telafisi var ama O’na geç kalmanın yokki... Bir dua arıyor yine kalbim, hatırlıyorum; “Allah’ım” diyordu hikayemde bir derviş, “Kalbimin ayaklarını hızlandır, dünyadan hızlı koşayım, engelleri, dik yokuşları, ayağıma dolanan dikenleri aşmamda bana yardım et ki, sana geç kalmayayım...”
725 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.