Merve

Her şeyi algılıyor ve hiçbir şey hissetmiyordum.
Reklam
Adalet nedir? Yasalarda yazılı olan mı, yoksa toplumun fiilen geçerli sayıp uyduğu mu? Yoksa her şeyin hakça yürüdüğü koşullarda, yasalarda yazılı olup olmadığına bakılmaksızın geçerli sayılması ve uyulması gereken şey midir adalet?
Görünüşümden, giyinişim ve hareketlerimden, başardıklarımdan ve bana verilen değerden hoşnut değildim. Ama içimde ne çok enerji vardı; günün birinde yakışıklı ve akıllı, üstün ve etkileyici biri olacağım konusunda ne güçlü bir inanç, yeni insanlar ve durumlarla karşılaşmak için ne büyük beklentiler taşıyordum. Beni hüzünlendiren bu mu? O zamanlar benliğimi dolduran ve hayatı, asla ve asla gerçekleşemeyecek bir vaade dönüştüren o hırs ve inanç mı?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazen sonu acı verdiği için bile mutluluğa sadık kalmaz bellek. Gerçek mutluluğun yalnızca sonsuza kadar sürmesi beklendiği için mi? Bilincine ve farkına varılmamış bile olsa, ancak daima acı vermiş bir şeyin acıyla sona erebileceğine inanıldığı için mi? Ama bilincine ve farkına varılmamış acı nedir ki?
Hayatım boyunca kararlaştırmadığım pek çok şey yaptım ve kararlaştırdığım pek çok şeyi de yapmadım.
Reklam
Ne büyük bencillikti af dilemek. Özür dilemek. Ben şimdi özür diledim, hadi sen de beni affet deyip özrü kabul yükünü karşıya yüklemek. İki kelime söyleyip, bütün kabahatlerin, kusurların, çekilen acıların üstünü örtmek. Ne güçlü, ne sahte iki kelime. “Özür dilerim. Ben türlü halt karıştırdım. Şimdi de efendi gibi özür diledim. Hadi sen de üstüne düşen vazifeyi gerçekleştir. Affet.”
Kendinin mahvolmasından başka çıkış yolu olmayan bir tünele girmek üzere olduğunu bilseydi geri döner miydi acaba? Belki dönerdi. Belki dönmezdi. Kim bilir?
Ne yaşlıydılar. Ne genç. Ama yaşanabilir, ölünebilir bir yaşta.
İnsanların adaleti yanında bir de vicdan adaleti vardır. Umumi adaletin kefili mahkemeler… Vicdan adaletinin hakimleriyse herkesin kendisidir.
Reklam
İnsanlar fotoğrafları anlamıyor. Sanıyorlar ki fotoğraflar zaman içindeki anı donduruyor fakat gerçekte o anı zamandan kurtarıyorlar ve kameranın yakaladığı şey zamanın ileri doğru akışının dışına adım atıyor. Dolayısıyla o an daima var olacak, tam o saniyede nasılsa daima aynı şekilde yaşayacak, aynı gülümseme ya da kaş çatmayla, aynı renk gökyüzüyle, ışığın ve gölgenin aynı düşüşü, aynı düşünce ya da aynı kalp atışıyla. Deklanşörden çıkan çıt sesinin ani sessizliğinde sonsuzluğu özgürleştiren en mükemmel şey.
Biriyle evli olmak, ne kadar yakın olursanız olun, size onun anılarına sahip olma ya da tanışmadan önceki öyküsünün bir parçası olma hakkı vermez.
Kendi kendinize erdemlerinizin listesini çıkarmaya çalışmak kadar inandırıcılıktan uzak bir şey olamaz.
Her şeyin bir amacı olmalı. Öyleyse bana bu yolculuğu yaptıran ne?
Kendinde bir terslik olduğunu hissediyordu. İçindeki bir şeyler hatalı birleştirilmiş gibiydi. Herkes yanlışlığın ne olduğunu görüyor, bir tek kendisi adını koyamıyordu. Sadece farklıydı o şey, dolayısıyla da yanlıştı.
Resim