Kulun en kıymetli anı, imanın hakikatleri kalbe doğduğunda, rahmeti Rahman'ın hidayeti yüzünü okşadığında, kötü duygu ve düşüncelerden sıyrılarak, uzun dünyalık hesaplara girişmeden, o anı zayi etmeden hakka teslim olmak; 've kad hâbe men dessâhâ' olmadan 'kad efleha men zekkâha' olabilmektir. İşte o an işe yarayacak öz ile atılacak posanın da birbirinden ayrıldığı andır. Şöyle de diyebiliriz. O anlar, İbrahimî iman ile Nemrûtî inkârın açığa çıktığı anlardır; İbrahim'in cennetlik özü ve Nemrut'un cehennemlik posasını hayatlarında icra ettikleri anlar...
O mümini görünce, Allah'ı hatırlarsınız. Onun davranışları size peygamberinizi hatırlatır.Onun fedakârlıkları cennete imanınızı artırır. Onun korkuları, cehennemden kaçış için alarm gibidir. Onun itaati, sabrı, hürmeti Allah'ı unutanlara utançtır. Bu sebeple müminler, bazı kimseler tarafından görülmek istenmez çünkü Allah'ı hatırlamak onları perişan eder; kurdukları yaşantının cehennemlik olduğunu anlamaya, düşünmeye veya hatırlatılmasına tahammülleri yoktur.