Aradan birkaç ay geçtikten sonra, bir kadın için suskunluğun ne kadar anlamlı olduğunu, dağınık bir konuşmanın da düşünceyi ne kadar gizlediğini öğrendim.
Eğer beni yargılayanlar, çekiciliklerin gücünü, ruhumun dayanmaya doğru kahramanca atılışlarını, uzun direnişim sırasındaki bastırılmış öfkelerimi bilmiş olsalardı, bana kan ağlatacakları yerde akan gözyaşlarımı silerlerdi.
Eskiden, henüz çocukken büyüklerimden dinlediğim ve gördüğüm değerlerden bazıları da akraba, akrabanın yarasını sarardı, derdiyle dertlenirdi, gönlünü incitmekten imtina ederdi... Cânım baba ocağında bu kıymetli değerlerle büyüdüğüm için, şimdi çevremde aksini gördükçe hayretler içinde kalıyor ve hüzünleniyorum.
Evet, şimdi gözlemliyorum da akraba, akrabanın kuyusunu kazıyor, gönlünü eziyor, zor gününde fırsatçılık yapıyor, mal telaşına düşüyor!..
Ahlâki değerlerimiz öylesine bozulmuş ki!..
Dünya bozuldu, insan bozuldu... Her şey bozuldu, gökteki hilal ve yerde ki toprak hâriç...
Tefekkürlü bir geceden duâ ile...
İpek Acar Sert
bir sabah anne bir sabah
acını süpürmek için açtığında kapını
adı başka sesi başka nice yaşıtım
koynunda çiçekler
çiçekler içinde bir ülke getirirler
başlarını koymak için yorgun dizine
sen hazır tut dizini anne
o mükemmel güne...
Nevzat Çelik