İsa Sunak

517 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Hedef nedir? İnsan niye durmadan çabalar ki? Peki aşk? İnsan aşık olduğunu düşünürken hedeflerinin tahayyülünde midir? Biraz karmaşık olacak ama aşk için mi hedefler koyar İnsan yoksa hedefler için mi aşık olur? Ya ikisi de günün birinde anlamsız çıkarsa o zaman oluşan boşluk nasıl doldurulur ki? İnsan değişmeden nasıl kalabilir? İnsanı değiştiren statüleri midir? Tüm statüleri kazanmasına rağmen ya İnsan aynı kalmayı başarabiliyorsa? Tüm bunların arasında insanı, tüm çıplaklığıyla sadece İnsan olduğu ve olduğu kişi olduğu için sevebilir mi bir insan? Tüm bu insanlardan hayatın içine sokulan müthiş bir kurgu. Sığ düşüncelerden en kapsamlı ideolojilere varan insanı saran sıcacık bir hikaye. Okunup da bir kenara atılacak kitaplardan değil. Ara ara, hayatın ışıkları kaybolduğunda okunacak bir kitap. Hayat yaşamaya değmeyecek kadar berbat bir maskaralık olabilir. Belki de hayatın anlamı koyu, soguk bir mavinin derinliklerinde bulunacaktır. Kim bilir... Keyifli okumalar.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202393k okunma
Reklam
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 15 days
"Ey, okur! Bu noktaya kadar, hiç bilmiyorum, neler düşünerek, neler anladığını sanarak okuduğun bu defterin tümüyle bir kurmaca olabileceğini de unutma!" diye kitabın sonlarında hatırlatıyor yazar. Fikrimce, insan gönlünden geçirmediği duygulari yazamaz. --"İnsan başından geçmeyeni yazamaz!" Kitap okumanın yeri, zamanı var mıdır? Bilemiyorum. Fakat bu kitabı alelade okuyamıyor insan. "Kendi'nle" baş başa kalmayınca sanırım okumamak gerekiyor. En azından kendim bunun farkına vardım. Aşkın mı, ayrılığın mı yoksa özlemin mi? Felsefesiydi yazanlar ya da felsefeyle aklın reveransları mıydı? Bu sorulardan kendimi epey rahatsız ettim. Yazarın, dili kullanma yeteneği ve Türkçenin kendini kullandırma hevesi içinde, kelimelerle duyguların harman olup duygularınızı savurduğu bir içerik de başka bir okumaya değer durumdu. Aslında her okuyan kendi çıkarımını ayrı yapacak. Her okuyanın aklında bambaşka anlamlar gezinecek. Sözün özü, okunduğunda insanda kendinden bir şeyler bulduran bir kitap. Belki sizin de vardır tuttuğunuz defterler. Hislerinizi anlattığınız, içinizi döktüğünüz ya da dost olduğunuz... Bu defterlerin ortak felsefesi galiba bu kitapta... "İnsan nereye giderse gitsin, kendini de götürür." dediği yerdeyim yazarın. Bambaşka yerlere gitmek ister de kendinizi unutursanız, bu kitaba bir göz atın derim. Keyifli okumalar.
İle
İleOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20183,445 okunma
373 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Bir "Eskici Dükkanı"nından, mosmor bulutların kapladığı, dümdüz, üzerine serilmiş gibi duran ovadaki pamuklara uzanan bir ailenin hayatına tanıklık ediyoruz. İşler her zaman iyi gitmez. İnsanın bir dönemi vardır ki! Boşa koysan dolmaz, doluya koysan taşmaz. Yaşlı, topal bir eskicinin ailesini birarada tutmaya çalışırken zalimliğine, kalbindeki merhametin büyüklüğüne şaşmamak elde değil. Nasıl oluyor da, taş gibi bir kalp, bir an da pamuklar kadar yumuşayabiliyor? Birbirinden ayrılan bu çetin, zıt duygular nasıl kucaklaşabiliyor? Fukaralığın bir endazesi yok mudur? Yoksulluğa açılan bir kapı, bu kapıdan geçen karakterlerin her birinin iç dünyası. "Kusursuz yansıtmış yazar." Özellikle de 5-6 yaşlarındaki torun Cavit. Onun içinden geçirdiklerini okurken insan icindeki çocuğa rastliyor. Bir çocuğun hayattan beklentilerine baktıkça ve nasıl hevesle istediğini gördükçe topal eskici olup kainata, gelmişe, geçmişe... şöyle kuvvetli bir veryansın etmemek elde değil! Çivisi çıkmış bu dünyada insanın karşına ne zorluklar çıksa da zehir olup yutulacak. Helalinden kazanılan bir lokmanin tadı da sanırım buradan geliyor. Ama insan düşünmeden de edemiyor. Eşit olmayan bu düzen de insan mı bozuk, düzen mi? Keyifli okumalar.
Eskici Dükkanı
Eskici DükkanıOrhan Kemal · Epsilon Yayınevi · 20046.7k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
214 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Niyetim Tolstoy güzellemesi yapmak değil. Elbette beğendiğimiz, hayran olduğumuz onca yazar var. Tolstoy'un eserlerinin farkı "düşünce derinliği ve sanat gücünde saklı. Basit bir olay, düşüncenin içinde bambaşka bir boyuta ulaşıyor. Yazarda ilgimi çeken en önemli durumsa: Sadece insanı ele alması, hiçbir ayrım yapmadan cesurca kendi milletini de eleştirebilmesi. "Erdemli insan olmak." Eserlerinin ana fikri. İnsanın ulaşmak istediği ama bir türlü ulaşamadığı... Esere dönersek. Soylu bir adamın Rusya'dan ayrılıp bir Kazak köyüne gelmesiyle başlıyor macera. Romanın kahramanı "Olenin" bulunduğu ortamdan sıkılmış, yeni arayışlar içerisinde, içinde umutları ve hayalleriyle bir Kazak köyünde buluyor kendini. Buradaki doğal yaşam sayesinde huzuru buluyor. Asıl mutluluğun başka insanlar için çaba göstererek geleceğine inanıyor. Bunun için türlü fedakarlıklar da yapıyor. Peki, bu sizce doğru mu? Eser sizi farklı düşüncelere sürükleyebilir. "Olenin"in köyden ayrılırken ardına bakışında gizli her şey. Kitabin tüm sırrının cevabını o bakışta alacağınızı umuyorum. Belki, bir yerden gitmek her şeyin çözümü değildir. Ama ardında ne bıraktığını bilmek, işte o çözer belki de tüm düğümleri... Keyifli okumalar.
Kazaklar
KazaklarLev Tolstoy · İskele Yayıncılık · 20074,305 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 29 days
Bazı önyargılarım nedeniyle bu kitabı okumaktan uzak durmuştum. Kitabın karşıma sıkça çıkması önyargılarima rağmen okumam gerektiğini hissettirdi. İlk 60 sayfa ilginçti. Biraz da sıkıcıydı. Ama merakım giderek arttı şu an "İyi ki yarım bırakmadım." diyorum. Kitabın çevirisi de çok iyi, kendi dilimizde yazılmış bir eser gibi. Bir sanatçının-dini, ırkı, mezhebi ve cinsiyeti ne olursa olsun- sanata duyduğu saygı ve gösterdiği özeni her cümlede hissetmek mümkün. Dorian, gençliğin verdiği rüzgarın etkisinde. Ve giderek bencilleşen, kibrinden ödün vermeyen bir karakter olarak anlatılmış. Aslında Dorian, üzerinden sanatın bir toplumu nasıl geliştirdiği, sanat ve züppeliğin farklı şeyler olduğu anlatılmaya çalışılmış. Özünde sanatla uğraşan toplumların bir kalbi, bir beyni olduğu mesajı verilerek yozlaşmakta olan İngiliz toplumu eleştirilmiş. Biraz da bireysel bakacak olursak: İşlediğimiz tüm günahların bedeli bir gün mutlaka gelip kapımıza dayanacak. İyi veya kötü biri olmak kendi elimizde. Kısacası okudukça şaşırtan bir roman. Ve asla neden okudum dedirtmeyecek tarzda olay örgüsü var. Bazı ahlaki yargıların ne denli bencilce olduğunu hissettirecek. İnsanın kibirden beslendiğini anladığınızda ve bazen o kibrin kendi ruhunuzu ele geçirdiğini bildiğiniz halde bundan gizli bir zevk duyduğunuzda, Dorian'in size gizlice gülümsediğini hissedebilirsiniz. Keyifli okumalar.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202374.4k okunma
Reklam
Reklam
43 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.