Sinemaya çocuk gözüyle bakan usta yönetmenin 4 yıllık yaşamını okuyup “yahu, ben ne şanslı biriymişim” diyerek kapatacağınız bu kitap, karpuz kabuğundan nasıl gemiler yapılabileceğini de anlatıyor.
Hayat herkese adil davranmıyor. Bazıları onu yoksulluk, hastalık, çaresizlik içinde kırık tırnaklarıyla betonu kazıyarak altından çıkarmak durumunda kalıyor.
İncelemelerde kitap hakkında bilgi vermeyi hiç sevmedim. Daha çok bende bıraktıklarıydı hep yazdıklarım. Bu kitabın bende bıraktığı etki “kanayan bir kalbin içinden gülümseyerek bize doğru bakan temiz yüzlü bir çocuk resmi” oldu.
İyi ki bu dünyadan geçmişsin Ahmet Abi.