Nedime Hanım yumruğunu sıktı: - Bir daha sefere, bunu, bu adamlarla açıktan açığa konuşacağım... İsterlerse bana gücensinler... Onlara demeli ki... "Asıl ödevinizi yapmıyorsunuz... Bundan kaçıyorsunuz... Karışık, karanlık, maskara lâfların arkasına sinmeniz bundan... Hem bu memleket ahalisini en büyük tehlike karşısında yalnız bırakıyorsunuz, hem de, o ahalinin sanatınız önünde secde etmesini istiyorsunuz." Onlara haksız olduklarını söylemeli, evet... - İçini çekti - Bana bu güzel günü zehir ettiler... Bir yorgunum... Bir yorgunum ki... Sevinci taşımak, acıyı taşı maktan daha zor...
Nedime Hanım kederle gülümsüyordu. Bir başka zaman olsaydı, belki o da neşelenirdi. Fakat bugün, dehşetli bir yürek yorgunluğundan başka bir şey duyamadı.