Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar
Hergün yalnız namazdan namaza uyanayım
Bir dilim kuru ekmek acı suya banayım
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla
Yaşaya dursun insan HAYAT DEDİĞİ ZANLA
Göz kapaklarımda gün kapkara bir kızıllık,
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık
Bir yurt ki bu diriler ölü, ölüler diri
Raflarda toza batmış peygamberden bildiri