..Hayatımda hiç bugünlerdeki kadar sıkılmamış ve imkansızlıklar içinde çırpınmamıştım... sizi düşünmekten deli olacağım. Filiz yaşında yahut ona yakın bir çocuk görünce elimde olmadan gözlerim yaşarıyor
Dedemin ölümüyle babam ister istemez ailenin reisliğini üstlenmek zorunda kalıyor. Ölünceye kadar da ailede kimin başı derde girerse babamın bu dertlere çözüm getirmesi doğal olarak bekleniyor. Hapisteyken, işsizken, polisten saklanırken bile annesine aylığını göndermeyi hiç ihmal etmiyor Sabahattin Ali.
Okumak, babamın günün her saatinde, her koşulda, her yerde yapabildiği bir işti. Kitap okurken veya yazı yazarken yanında top patlasa kılını kıpırdatmazdı
Okumak, babamın günün her saatinde, her koşulda, her yerde yapabildiği bir işti. Kitap okurken veya yazı yazarken yanında top patlasa kılını kıpırdatmazdı.
Okumayı ve hayatın aslını yaşamaya karşı, doymaz bir açlığı olan Sabahattin Ali, kısacık ömrüne bu yüzden üç ömürlük bilgi, deneyim, kültür, sevgi ve sanat ürünü sığdırabilmişti belki de
İstanbul’da evlenip Ankara’daki ilk yuvalarına taşındıklarında annemi en çok şaşırtan şey, iki odalı evin bir odasının tümüyle kitaplara ayrılması olmuş. Kitaplar hep çok önemli