Riskler alınmalıdır, çünkü hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir ama büyüyemez, sevemez, değişemez,hissedemez, öğrenemez...
..Ancak unutma; ilişkilerde hakkaniyet olmalı.Sen incindiğinde, onun işi seni rahatlatmak. Tıpkı p incindiğinde senin işinin onu rahatlatmak olması gibi. Bir taraf her şeyi üstüne alındığında denge bozulur. Oyunun kuralı bu..
Eşinle ya da çocuğunla olan iletişiminde kendini savunmak hiçbir zaman ilk iş olmamalı. Karşındakinin yüzündeki rahatlamayı ne zaman görürsen, o zaman kendi sebeplerini anlatabilirsin.
"Allah," dedi birden, 'dünyayı insan için var etti doğru, lakin insanı dünya için değil. Dünyaya sahip olmak için değil Allah'ın kudretine şahit olmak için geldik.'
..."insan kendini hep tam sanır. Ondan aşağı olan her ne varsa kendini ondan büyük, ondan yüksek zanneder. Kibir kendini meydana çıkaracak bir sebep bulur hep. Ama sen hakir görme beni. Gözünde büyütme de.. hakir görürsen sen yenilirsin, büyütürsen de ben.."
İnsan bir şeye inandığında onu yaşaması da gerekiyor sanırım. İnandığı için bir şeyler yaptığında kendini hafiflemiş hissediyor. Yoksa sadece kuru bir "inandım" demek bir mana taşımıyor. Hatta yük oluyor bu cümle, insan onu taşıyor. Kendinden daha ağır oluyor.