Başlangıçta öyle görünmese de birinin yokluğuna alışmak, varlığını benimsemekten kolaydı. Kimsenin yokluğu, varlığı kadar yaralayamazdı insanı. Yok vardan az acıtırdı.
Ama bir beklediğiniz varsa genellikle gelmez. Beklemek çünkü, bir olmazı oldurmayı umanların safdilliğidir. Gelecekler zaten kalbinizi yormadan gelir. Bekletmek, gelmeyeceklerin işidir. Bu yüzden en çok gelmeyecek olanlar beklenir.
Biri Nietzsche'ye bedeninde saklı olan bilgiyi kabul etmesi için yardım etseydi, hayatının geri kalanında kendi hakikatine kör kalmak için "aklını yitirmesi" gerekmeyecekti.
Diktatörler ve insanları hor görenler işte böyle doğarlar; bu insanlar çocuk olarak asla saygı görmemişlerdir ve daha sonra yarattıkları devasa bir kudretin yardımıyla bu saygıyı kazanmak için ellerinden geleni yaparlar.