Züleyha

Züleyha
@Kayraz
İstanbul
143 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Dostluk, bir insanın onun için bir besin kadar zorunlu olan varlığın kendisine yaklaşmadan, uzaktan bakmayı kabul etmesini sağlayan mucizedir.
Yalnız sevginin bir ruh hali değil de bir yönelim olduğunu bilmek gerekir. Bunu bilmezsek, bahtsızlığın değdiği ilk andan itibaren umutsuzluğa düşeriz.
Haz ve acı eşit derecede kıymetli armağanlardır, ikisinin de bütünüyle tadını çıkarmak gerekir, ama ikisini birbirine karıştırmadan, her birini kendi saflığında. Haz yoluyla dünyanın güzelliği ruhumuza nüfuz eder. acı yoluyla bedenimize işler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tanrı öyle yaratmıştır ki inayeti bir insanın bizzat merkezine nüfuz edip oradan onun bütün varlığını aydınlattığında, doğa yasalarını ihlal etmeden onun su üstünde yürümesini sağlar. Ama bir insan Tanrı'dan yüz çevirdi mi, kendini yalnızca yerçekimine teslim eder. Ardından istediğini ve seçtiğini sanır ama sadece bir şeydir, düşen bir taş.
Günah bir mesafe değildir. Bakışın yanlış yöne çevrilmesidir.
Ruh boşlukta en azından sevmek istemeye devam etmelidir, kendisinin sonsuz küçüklükteki bir parçasıyla olsa da. O zaman bir zaman bir gün gelir gelir Tanrı kendini ona gösterir ve ona dünyanın güzelliğini açınlar, Eyub için olduğu gibi. Ama ruh sevmeyi keserse, dünyadan neredeyse cehenneme denk bir şeyin içine düşer.
İnsan yaşamının büyük muamması ıstırap değil, bahtsızlıktır. Masumların öldürülmesi, işkenceye uğraması, ülkelerinden sürülmesi, sefalete ya da zindanlara hapsedilmesi şaşırtıcı değildir, çünkü bu eylemleri gerçekleştirecek caniler bulunur. Hastalığın yaşamı felç eden ve onu dönüştüren uzun ıstıraplar vermesi de şaşırtıcı değildir, çünkü doğa mekanik zorunlulukların kör oyununa tâbidir.
Bu dünya da başka hiçbir şey değil sadece fiziksel acı, düşünceyi zincire vurma kudretine sahiptir; tabii tasvir etmesi zor ama bedensel olan, fiziksel acıya kesinkes denk bazı fenomenleri fiziksel acıdan saymak kaydıyla. Bilhassa fiziksel acı korkusu bu türdedir.
Sevilen bir varlığın yokluğunda ya da ölümünde bile, kederin indirgenemez bölümü, fiziksel acıya benzer; teneffüs edilecek bir güçlük, kalbi çevreleyen bir mengene ya da doyurulmamış bir ihtiyaçtır, bir açlık ya da o zamana kadar bir bağlanmanın yön verdiği ama artık yönlendirilmeyen bir enerjinin hoyratça serbest kalmasının neden olduğu neredeyse biyolojik bir düzensizliktir.
sessizlik vardı, suskun düşüncelerle konuşmaya başlayan bir sessizlik.
Fakat hayat mucizeleri sevse de, gerçek mucizeler konusunda cimri davranır
" Şu birkaç saatin tadını çıkarın, hiçbirimize tek bir nefeslik bir yaşam dahi ikinci kez verilmeyecek ve böyle bir anda aşkı bulan onun keyfini çıkarmalıdır,"
çünkü insan doğasının bir garip yanı da her yere çabucak uyum sağlaması, geçici olarak bulunduğu yerde kendini evinde hissetmeyi bir hak olarak görmesidir.
mesel, teatral uygulamanın can alıcı noktasıdır. Çünkü insanlar arasında geçenlerin tartışılabilir, eleştirilebilir ve değiştirilebilir olanlarının tümü oradadır.
Şey, kendi kaynaklarını ve doğuşunun sırrını (a.b.ç.) saklayarak, yani insanlar arası birtakım ilişkiler içinde, insanlar tarafından yaratılmış olduğunu maskeleyerek, insanı kendi haline getirmektedir.